16. Hukuk Dairesi 2014/16967 E. , 2015/2858 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda ....... Mahallesi çalışma alanı içinde kalan 319 ada 42 parsel sayılı 13.584,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz toprak tevzii çalışması sonucu oluşan tapu kaydı nedeni ile davalı ... adına tespit edilmiş, ..........tarafından Kadastro mahkemesinde açılan dava sonunda paylı olarak ... ve ..........adına tesciline karar verilmesi üzerine hükmen adı geçenler adına tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ve adına tescili istemi ile dava açmıştır. Yargılama sırasında davasının ... payına yönelik olduğunu, ..........payını dava etmediğini beyan etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı lehine edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Davacı vekili dilekçede, dava konusu taşınmazın müvekkiline ait olduğunu ve 70-80 yıldır müvekkili ve önceki malikleri tarafından kullanıldığını ileri sürerek taşınmazın müvekkili adına tescilini istemiştir. Taşınmaz başında yapılan keşifte davacı imzalı beyanında taşınmazın babasından kaldığını, zilyetliğinin 20 yıldan fazla olduğunu belirtmiş, yerel bilirkişi ve tanıklar ise taşınmazı davacının babası ........"in 1985 yılında satın aldığını, vefat edince oğullarına miras kaldığını, şu anda davacının ekip biçtiğini beyan etmişlerdir. Mahkemece, taşınmazın davacı tarafın miras bırakanından intikal ettiği belirtilmesine rağmen davacıya ne şekilde intikal ettiği açıklığa kavuşturulmamıştır. Davalı ... tereke karşısında 3. kişi durumundadır. Bu haliyle davacının tek başına 3. kişi durumunda olan davalı ...ye karşı dava açma sıfatı ve yetkisi bulunmamaktadır. Kural olarak; TMK"nın 640/2 ve 702/2. maddelerine göre; miras bırakan ........ Kutlak"ın ölüm tarihi itibariyle terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. TMK"nın 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişi durumunda bulunan davalı ...ye karşı dava açmaları zorunludur. Davacı, dava konusu taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. O halde keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklar duruşmaya çağrılarak taşınmazın davacıya babasından ne şekilde intikal ettiği sorularak açıklığa kavuşturulmalıdır. Şayet dava konusu taşınmaz, satış, bağış ya da murisin ölümünden sonra yapılan paylaşım ile davacıya kalmış ise, davanın şimdi olduğu bu haliyle yürütülmesi, dava konusu yer açıklanan yollarla davacıya kalmamış ve terekeye dahil bir taşınmaz ise, davacının üçüncü kişiye karşı tek başına dava açamayacağı düşünülerek davanın dava koşulundan reddine karar verilmesi gerekmektedir. Bu usuli eksiklik yerine getirilmeden yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; davacı 12.10.2012 tarihli duruşmada imzalı beyanında ..........payına ilişkin talebinin olmadığını, davasının sadece ... payına yönelik olduğunu belirtmesine rağmen mahkemece bu hususunda göz ardı edilerek taşınmazın tamamının davacı ... adına tesciline karar verilmesi isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.