MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ..... Köyü çalışma alanında bulunan 106 ada 48 parsel sayılı 262.627,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve bağış nedeni ile eşit paylarla davalılar ....., ...., ...., ..... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, 4753 sayılı Yasa ile oluşan tapu kaydına ve taşınmazların 1936 yılından beri Hazinenin hüküm ve tasarrufunda olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar davalılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 46. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasa hükümleri ile dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı Hazinenin dayanağı olan 121 sıra numaralı tapu kaydı toprak tevzi çalışmaları sonucu 05.12.1968 tarihinde oluşmuştur. Bu durumda davalı taraf yönünden 4753 sayılı Yasa hükümlerine göre 05.12.1968 tarihinde Hazine adına oluşan tapu kaydından önce zilyetlik ile edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalıdır. Davalıların müşterek miras bırakanı babaları ......"nın bu tarih itibari ile taşınmaza zilyet olduğu, muris ......"nın tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru da 20 yılı aşkın süredir taşınmaza zilyet olduğu, adı geçenin dosyada mevcut nüfus kaydına göre 29.04.1973 tarihinde öldüğü sabittir. 26.06.1966 tarihinde yürürlüğe giren 766 sayılı Tapulama Kanununa göre zilyetlikle kazanılabilecek taşınmazların yüzölçümü tek taşınmazda 100 dönüm olarak sınırlandırılmış olmasına rağmen muris ......"nın kanun uyarınca her bir taşınmazda 100 dönümle sınırlı olarak yer alabileceği, dolayısıyla muris ......"nın zilyetliğinden faydalanan davalıların da alabileceği taşınmaz miktarının 100 dönümle sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece davalılara tercih hakkı hatırlatılarak miktar kısıtlamasına uygun olarak belirlenecek 100 dönümün davalılar adına tespit gibi tesciline, kalan bölüm yönünden ise Hazine tarafından açılan davanın kabulü ile bu bölümün Hazine adına tesciline karar verilmelidir. Açıklanan husus göz önünde bulundurulmaksızın yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.