Esas No: 2021/6237
Karar No: 2022/332
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6237 Esas 2022/332 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/6237 E. , 2022/332 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Salihli 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi tarafından verilen ve yukarıda sayı ve tarihi belirtilen kararın, HMK 363. maddesi uyarınca kanun yararına bozulmasının Adalet Bakanlığı tarafından istenilmesi üzerine, tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, kendisine ait kredi kartı kullanılarak internet bankacılığı yoluyla toplam 2.337,55 TL fatura bedelinin haksız olarak kartından tahsil edildiği iddiası ile bu bedelin iadesi için Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı'na başvurduğunu, hakem heyeti tarafından talebin kabul edilerek bedelin iadesine karar verildiğini, bankanın gerçekleşen işlemde kusurunun bulunmadığını, bu kararın hatalı olduğunu belirterek hakem heyeti kararının itirazen incelenerek iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kredi kartından bilgisi ve onayı olmadan para çekildiğini, gerçekleşen işlemde bankanın kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; davacı bankanın objektif özen borcu olduğu, hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, bankanın gerekli özeni gösterse bile zararın gerçekleşeceğini ispat etmesi halinde sorumluluktan kurtulabileceği, bu yönde bir ispatın somut olayda gerçekleşmediği, alınan bilirkişi raporlarına bu sebeblerle itibar edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karar aleyhine Adalet Bakanlığı tarafından, dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda, dava konusu işlemin davalının alması gereken güvenlik tedbirlerini almaması nedeniyle kendi kusuru ile gerçekleştiği, davacı bankanın aldığı güvenlik önlemlerinde herhangi bir eksiklik ve kusurun olmadığının belirtildiği, somut olayda işlemin davalının tasarrufunda olması gereken telefon ve şifre kullanılmak suretiyle yapıldığı göz önüne alındığında davalının sorumlu olması gerektiği, davacı bankanın kusurlu ve sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalının dava konusu olayla ilgili Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğu, kamu davası açıldığı, bu davanın değerlendirilmesi gerektiği, sonuca etkili görülmesi halinde sonuçlanmasının beklenilmesi gerektiği, bu kamu davasında verilecek kararın somut davanın sonucuna etkili olup olmadığı yönünde bir değerlendirmenin de yapılmamış olduğu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulmuştur.
Dava internet bankacılık işlemleri nedeniyle kredi kartından yapılan harcamalardan dolayı Tüketici Hakem Heyeti Kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
Alınan iki bilirkişi raporunda da davalının alması gereken güvenlik tedbirlerini almaması nedeniyle işleminin kendi kusurundan kaynaklandığı veya kendi isteğiyle gerçekleştiği, davacı bankanın gerekli tüm güvenlik önlemlerini aldığını herhangi bir kusurunun olmadığı belirtilmiştir.
Mahkemece alınan her iki bilirkişi raporuna da itibar edilmemiş re'sen yapılan değerlendirme sonucu yapılan işlemlerde davacı bankanın kusurlu olduğu belirtilerek dava ret edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266. madde hükmü uyarınca mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin görüşünün alınmasına karar verir.
Her ne kadar hakim bilirkişi raporu ile bağlı değilse de, dava internet bankacılığı yoluyla sahtecilik yapılmak suretiyle uğranılan zarara ilişkin olması nedeniyle, internet bankacılık sisteminde günümüz teknolojisine göre alınması gereken tüm güvenlik tedbirlerinin alınıp alınmadığının belirlenmesi hukuk dışında, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkemece bilirkişi raporları dikkate alınmaksızın re'sen karar verilmesi doğru değildir.
Yapılması gereken iş mahkemece alınan bilirkişi raporları yeterli görülmediği takdirde bu konuda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle bir karar vermekten ibarettir.
Ayrıca davalının davaya konu olayla ilgili Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunduğu, yapılan soruşturma sonucu 2018/487 hazırlık sayılı dosyası üzerinden kamu davası açıldığı belirtilmiş olup, bu ceza dosyası getirtilip incelenerek eldeki dava dosyasının sonucuna etkili olup olmadığının tartışılmaması da doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda belirtelen nedenlerle Adalet Bakanlığı'nın 6100 sayılı HMK'nın 363'üncü maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile sonuca etkili olmamak üzere hükmün kanun yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için karar örneği ve dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmesine, 17/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.