
Esas No: 2016/11350
Karar No: 2016/11379
Karar Tarihi: 28.11.2016
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/11350 Esas 2016/11379 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada... 4. Asliye Ticaret ve... 4. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
...4. Asliye Ticaret Mahkemesince, davacının tüketici olduğu, taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olduğu anlaşıldığından tüketici mahkemesi görevli ve yetkili olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
... 4. Tüketici Mahkemesi ise davacının, davaya konu sözleşme ilişkisinde ticari amaçla hareket ettiği belirtilmiş olduğundan, davacının tüketici sıfatının bulunmadığı anlaşılmış olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.
Davanın açıldığı 18.04.2016 tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; "Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi"; tüketici ise "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi" ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de "Tüketici işlemi", "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Somut olayda; davacı vekili, davacı ile taraflar arasında yapılan 26.03.2013 tarihli ön protokole ek 08.05.2013 tarihli protokole göre müvekkiline devredilen dairelerin ince işçiliklerinin aynen diğer dairelerle aynı vasıf ve kalitede olması, özellikle 9. kattaki 26 nolu daire ile aynı kalitede yapılması konusunda anlaştıklarını, ancak protokol şartlarına uygun olarak yapılmadığını, diğer dairelerle aynı vasıf ve kalitede yapılmadığını belirterek 155.384,00.-TL alacağın dava tarihinden itibaren davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Dosya kapsamından, davacı ile davalı şirket arasında, davacı ..."ın 1/4 oranında ortak olduğu daval.... Yapı Taah. Eğitim ve Gıda Ltd. Şti"den tasfiyesine ilişkin imzalanan 26.03.2013 tarihli ön protokoldeki şartlardan birisinin de davalı .... Yapı
Taah. Eğitim ve Gıda Ltd. Şti"nin yüklenicisi olduğu dava konusu dairelerin tapularının davacıya devredilerek davacının ortaklıktan ayrılmasına ilişkin olduğu bu nedenle davacının 6502 sayılı Kanunda belirtilen “Tüketici” tanımına girmediği, davacının mesleki ve ticari amaçla hareket ettiği anlaşılmakla, ticari ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince... 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.