Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/802
Karar No: 2013/19648
Karar Tarihi: 23.12.2013

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/802 Esas 2013/19648 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/802 E.  ,  2013/19648 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ve ... ile ... ve ... ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 04.10.2012 gün ve 113/44 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili, miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak, dava dilekçesinde ada ve parsel numarası yazılı kadastro sırasında ... adına tespit edilen 5 parça taşınmazın tapu kayıtlarının iptaliyle vekil edenleri adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... temsilcisi, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, kazanma süresi ve koşulları oluşmadığını ileri sürerek, davalı ... vekili, belediyeye husumet düşmediğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece, önceki kararda, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairece, taşınmazın intikal şekli, davacı tanıklarının bildirilmesi için süre ve imkan verilmesi, taşınmazların niteliğinin belirlenmesi için hava fotoğrafı uygulaması yapılması gerektiğine işaret edilerek bozma sevk edilmiş, Mahkemece, yeniden davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    Tarla niteliğindeki dava konusu parseller, ada ve mevki ilanına rağmen maliki ve zilyedi belirlenemediğinden, hak kaybına yol açılmaması gerekçesiyle 1987 yılında belgesizden ... adına tespit edilmiş, kadastro tutanaklarının 15.11.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine, ... adına tescil edilmiştir.
    Dava; TMK"nun 713/1, 3402 sayılı Kanun"un 14. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği gibi, yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir.
    Davacılar vekili, dava konusu yerlerin muristen kaldığını ileri sürerek istekte bulunmuştur. Mirasçılık belgesine göre, miras bırakan ..., 21.03.1987 tarihinde ölmüştür. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, taksim hakkında bir açıklama da yapılmamıştır. TMK"nun 701. maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir” şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı Kanunun 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmakta tasarrufi bir işlem olduğuna göre, bir kısım mirasçıların dava açması mümkün değildir. Başka bir anlatımla bir kısım mirasçıların elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlar üzerinde tasarruf da bulunma yetkisi bulunmamaktadır. Mirasçılardan bir kısmının açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da dava açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması (olurlarının alınması) veya TMK"nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi mümkün değildir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen taşınmazların davacılara intikal şekli (taksim, bağış, takas, satış vb.) üzerinde durulmamış, davacıların zilyetliğinin tereke adına sürdürülüp sürdürmediği araştırılmamıştır.
    Dosyadaki nüfus kaydı ve mirasçılık belgesine göre, davacılardan ...’in yargılama sırasında 10.03.2011 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Davacı ...’in ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 397. maddesi (6098 sayılı TBK"nun 513. maddesi) uyarınca aksi sözleşmeden veya işin mahiyetinden anlaşılmadıkça verdiği vekalet, gerek vekilin gerek müvekkilin ölümüyle son bulur. Taraf ehliyeti davada taraf olabilme yeteneği olup, dava şartlarındandır. Dava şartları kamu düzeniyle ilgili olduğundan Mahkemece res"en gözönünde tutulması gerekir. Öyleyse, ölümle vekâlet ilişkisi son bulduğu halde davacılardan ...’in mirasçılarından vekâletname alınmadan veya usulen taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davada, miras yoluyla intikal ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanıldığına göre, kazanmayı sağlayan zilyetliğin kanıtlanması gerekmektedir. Maddi olaylardan sayılan zilyetliğin her türlü delille kanıtlanması mümkündür. İncelenmekte olan olayda zilyetlik tanığı dinlenilmeden yerel bilirkişi sözlerine dayanılarak hüküm kurulmuştur. Yerel bilirkişinin sözleri kazanmayı sağlayan zilyetliğin başlangıcı, süresi ve niteliği hakkında hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacılar, dava dilekçesinde tanık deliline dayandığına göre, kendilerine tanıklarını liste halinde vermek üzere süre ve imkan tanınması, ondan sonra yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK"nun 258 ve 259. maddeleri (6100 sayılı HMK"nun 243 ve 244. m.) hükmü uyarınca davetiye ile çağrılmak suretiyle taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenilmeleri gerekmektedir. Mahkemece taşınmazın çevresinde bulunan taşınmazlara ait tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile varsa dayanak belgeleri getirtilerek taşınmaz başında uygulanmadan ve davacı tanıkları dinlenilmeden yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.
    Bundan ayrı, dava konusu parsellerden 342 ada 5 parsel, 2010 yılında ifraz edilerek aynı ada 194 ve 195 parsellere revizyon görmüş, 195 parsel pilon yeri olarak ... adına tescil edilmiştir. Mahkemece, 342 ada 5 parselin ifraz gördüğü ve 195 parselin pilon yeri olarak kamu emlakine dönüştüğü, kamu emlakine dönüşen taşınmaz yönünden kazanma koşulları oluşmuş ise zilyetliğin davacılar adına tespitine karar verilmesi gerektiği gözönünde tutulmadan ifraz öncesi parsel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
    O halde, Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacılardan ... yargılama sırasında öldüğü ve vekâlet ilişkisi ölümle sona erdiğinden adı geçen bu davacı yönünden dava koşullarından olan taraf teşkilinin sağlanması, dava konusu taşınmazların davacılara intikal şekli üzerinde durulması, davacıların göstereceği tanıkların usulüne uygun olarak davet edilmek suretiyle, yukarıda açıklandığı şekilde taşınmaz başında dinlenilmesi, davacılar ve miras bırakanın taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin süreci, sürdürülüş biçimi ve tespit tarihine kadar davacılar ve miras bırakan lehine kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması, 342 ada 5 parselden ifraz yoluyla oluşan 195 parselin pilon yeri olarak kamu emlakine dönüştüğünün dikkate alınması ve ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan araştırma ve incelemeler yapılmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru ve isabetli olmamıştır.
    Davalı ... temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi