3. Ceza Dairesi 2018/12702 E. , 2019/808 K.
"İçtihat Metni" Basit yaralama suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-a, 62/2 ve 52/2. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.07.2018 tarihli ve 2017/165 Esas, 2018/804 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 13.12.2018 tarih ve 2018/13417 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.12.2018 tarih ve 2018/103112 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre; her ne kadar sanık hakkında eşine karşı basit yaralama suçu sebebiyle mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; sanığın tekme atmak suretiyle mağduru yaralaması şeklinde gerçekleştiği kabul edilen eyleme ilişkin Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesinin 21.09.2016 tarihli ve 8677 sayılı raporunda mağdur ..."de haricen travmatik lezyona rastlanılmadığının belirtildiği, mağdurun kolluk tarafından alınan ifadesinde sanık tarafından kendisine tekme atıldığından bahisle yaralandığını beyan etmesine karşılık yargılama sırasında 20.09.2017 tarihli oturumda sanığın kendisine vurmadığını beyan ettiği, sanığın mağdura yönelik eylemine dair dosya kapsamında mağdurun çelişkili beyanları dışında, her türlü şüpheden uzak, mahkumiyete yeterli delillerin bulunmadığı gözetilmeden, 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 86/3-a. maddelerinde tanımlanan eşe karşı basit yaralama suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nin 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır. Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarih ve 2/29-56 sayılı Kararı da bu doğrultudadır.)
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; sanık ... hakkında, mahkemece yargılama yapılarak deliller usulünce değerlendirilerek eşe karşı yaralama eyleminden TCK 86/2, 86/3-a, 62, 52/2 maddeleri uyarınca 3.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği; kanun yararına bozmaya konu edilen Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.07.2018 tarihli ve 2017/165 Esas, 2018/804 sayılı mahkumiyet kararındaki ileri sürülen hukuka aykırılığın 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesindeki hallere dahil olmayıp hakimin takdir hakkına ilişkin olduğu, mahkemenin de olayda delilleri değerlendirerek sanık hakkında mahkumiyet kararı verdiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle Ankara 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.07.2018 tarihli ve 2017/165 Esas, 2018/804 sayılı kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmeyerek kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, 23.01.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.