Davacı, davalı işveren nezdinde 2.2.1994-3.2.2002 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2- Dava, davacının 02.02.1994-03.12.2002 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının imzalarının havi ücret bordrolarında yer alan prim ödeme gün sayıları S.S.K."na aynen bildirilmiş olduğundan, noksan bildirim olmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç hukuka ve yasaya aykırı olmuştur.
Yapılan incelemede davacının 15.04.1994 tarihli işe giriş bildirgesiyle davalı işyerine girdiği bu bildirgedeki imzanın Adli Tıp incelemesine göre davacının eli mahsülü olmadığı, ibraz edilen ücret tediye bordrolarının 15.04.1994-01.09.1996 ve 01.01.1958-03.12.2002 tarihleri arasındakilerin imzalı, 01.01.1997-31.12.1997 tarihleri arasındaki ücret bordrolarının ise imzasız olduğu Kuruma bildirilen çalışmaların 15.04.1994-03.12.2003 tarihleri arasında 2415 gün olduğu ve davacıyla ilgili olarak bildirimlerin kesintili olduğu ancak hiç çıkış gösterilmediği; mahkemece dinlenen dönem bordro tanıkları ve davalı tanıkları davacının sürekli çalıştığını söyledikleri anlaşılmıştır.
İmzasız olan bodrolarla ilgili olarak, hemen söylemek gerekirse gerek daha az prim ödemek gerekse sair nedenlerle sigortalının çalışmalarının eksik bildirilen işverenin bu eylemi sigortalının kesintili çalıştığına karine teşkil etmez. Çünkü özellikle dört aylık prim bordrolarında sigortalının imzası yoktur. Sigortalı şayet kesintili çalışmayı gösteren bodroları imzalamışsa ve imza işlemi hata hile, manevi başlığa dayanmıyorsa o takdirde gerçekten çalışmasının kesintili geçtiği kabul edilir. Ancak bu halde bile sigortalının çalışmasının kesintili geçmediğini yazılı deilllerle ispat edilebilme hakkı mevcuttur.( imzalı bordorlardaki imzaların eli mahsülü olmadığının Adi Tıpta grafolojik inceleme sonucu tesbiti gibi)
Öte yandan; 4447 sayılı Kanun"un 11. maddesiyle 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 79. maddesine eklenen 2. ve 3. fıkralarında öngörüldüğü biçimde 01.01.2000 tarihi sonrasında; ay içinde kısmen bildirilen çalışmalar bakımından, 30 günden az çalışıldığını gösteren belgelerin ( ücret bordroları dahil) prim belgelerine eklenmesi suretiyle Kuruma bildirildiğinin kanıtlanmaması durumunda davacının ayın tamamında kesintisiz olarak çalıştığı kabul edilmelidir ki 01.01.1997-31.12.1997 tarihleri arasındaki ücret bordoraları imzasızdır.
Bu itibarla davacının 15.04.1994-03.12.2002 tarihleri arasındaki dönemlerde geçen çalışmaları Kuruma aylar itibariyle kısmen bilidirildiğine, bu yönde, işveren tarafından sunulan ücret bodrolarından sigortalının imzasını içerenlerin bağlayıcılık değeri imzanın aidiyeti sigortalı tarafından kabul edilenlerle inkar edildiğinde aidiyeti ehil bilirkişi incelemesiyle saptananlardan yine sigortalıca hata- hile - ikrah durumu iddia ve ispat edilemiyenlerle sınırlı bulunmaktadır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgesine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Yapılacak iş, yukarıda açıklanan hukuki ve maddi olgular nazara alınarak davacının tesbitini istediği sürelerle ilgili olarak davalı işverenin ücret bordrolarında davacının imzası olanlar saptanarak imzasını içeren bordrolara geçmiş sürelerin dışındaki sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzalı olmayan bordrolardaki süreler yönünden de işverence SSK’ya verilen dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak, bu tanıkların bilgilerine başvurmak, dönem bordroları yok ise işverenin komşu işyerlerinin kayıtlara geçmiş kişileri veya benzer işi yapanların kayıtlara geçmiş kimseleri tespit edilip dinlenmek, işyerine ilişkin Kurum şubesinde bulunan işyeri dosyası ile, davacıya ait işyerindeki şahsi dosyalarını celbetmek, muhtasar vergi beyannamelerini incelemek ve tüm deliller toplandıktan sonra delilleri takdir edip ve sonucuna göre yukarıda açıklandığı şekilde karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.