Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6186
Karar No: 2021/6857

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6186 Esas 2021/6857 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/6186 E.  ,  2021/6857 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve katılma yoluyla davalı vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı şirketçe kendisine satılan toplam 66432 adet değişik cinslerde marul fidesini taşınmazına diktiğini, kısa sürede fidanların aniden çiçek tutmaya başladığını, göbek kısmında meydana gelen çiçeklenmenin, satın alınan ve ekilen fidelerin hastalıklı olmasından ya da mevsimi olmadığı halde dikiminden kaynaklandığını, ekimden hemen sonra göbek tutmadan çiçeklenme meydana gelmesinin, ekilen fidelerin sağlıksız olduğunu, mevsimi olmadığı halde satışının yapıldığını ve davalının edimini gereği gibi yerine getirmediğini gösterdiğini, davacının fidelerin canlanması ve verimli olabilmesi için her türlü çabayı sarfettiği halde fidelerden ürün ve verim alamadığını, maddi zarara uğradığını, bu zararın tespiti için Bucak SHM"nin 2012/20 değişik iş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını ve yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda davacının 24.516,18 TL zararının bulunduğunun tespit edildiğini, zararın tazmini için Antalya 14. İcra Müdürlüğünün 2012/8886 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, takibe ve borca itiraz edildiğini belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı; şirketin, davacının isteğine tamamen uygun olarak 2012 yılı 9 Mayıs, 18 Mayıs ve 20 Haziran tarihlerinde marul fideleri sattığını, davacının bu cinsleri yetiştirmeye iklim olarak pek uygun olmayan Bucak ilçesinde ekim yaptığını, ürünlerin hiçbir şekilde ayıp ve kusuru olmadığını, aynı fideleri satın alan ve yetiştirenlerin verim aldıklarını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, fidelerde satıcıdan kaynaklanan bir ayıp varsa, bunun ortaya çıkış tarihinin bitkilerin sapa kalktığı dönem olan Mayıs 2012 dönemi olduğu, tespitin 07/09/2012 tarihinde yapıldığı, buna rağmen ayıp ihbarında bulunulmadığı, ayıbın gizli bir ayıp niteliğinde olmadığı, BK’nın 223. maddesine göre alıcının, satılanı kabul etmiş sayılacağı ve talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hüküm, davacının temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 03/12/2018 tarihli 2016/3130 E 2018/11557 K sayılı ilamı ile; “...5553 sayılı Tohumculuk Kanununun 11. maddesinde ‘Fiillerinin ayrıca suç sayılma hâli saklı kalmak üzere, zarara neden olan kusurlu tohumluğu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya başka şekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kişiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür. Bunlar zararı, kusurları oranında birbirlerine rücu edebilirler. Dava, zarara uğrayanın zarara uğradığının tespit edilmesinden itibaren altı ay içinde, her hâlde zararın meydana gelmesinden itibaren iki yıl içinde açılabilir.’ hükmünü içermektedir. Bu durumda, mahkemece dava konusu somut olaya özgü özel kanun hükümleri dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken Türk Borçlar Kanunu"nda yer alan genel nitelikteki düzenlemeler gereği süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak; 24/02/2015 havale tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 5553 sayılı Tohumculuk Kanununun 12. Maddesinin f bendinde yer alan, çeşidin kayıt altına alınmasında belirlenen niteliklere uygun olmayacak şekilde yanıltıcı tanıtım ve reklam yaparak satanlara 10.000 TL idari para cezası verileceğine dair hükme göre kış, sonbahar ve ilkbahar üretimlerine uygun olmasına rağmen yaz üretimi için salata(marul) fidesi satan davalının kusurlu olduğu ve davacıya 2.751,33 TL ödemesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibine yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 2.751,33TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm davacı ve katılma yoluyla davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    5553 sayılı Tohumculuk Kanunu’nun 2. maddesi; tarla bitkileri, bağ-bahçe bitkileri, orman bitki türleri ve diğer bitki türleri çoğaltım materyaline ait çeşitlerin ve genetik kaynakların kayıt altına alınması, tohumlukların üretimi, sertifikasyonu, ticareti, piyasa denetimi ve kurumsal yapılanmalar ile ilgili düzenlemeleri kapsar. Tohum ve türevlerinin üretim ve satışı, gerekli izinlerin alınmasının bu kanun kapsamında düzenlendiği de gözetildiğinde, kanunun bu süreçte yer alan gerçek ve tüzel kişiler için uygulanması gerekir. Kanunun 11. maddesi ise “Fiillerinin ayrıca suç sayılma hâli saklı kalmak üzere, zarara neden olan kusurlu tohumluğu üreten, satan, dağıtan, ithal eden veya başka şekilde piyasaya süren gerçek veya tüzel kişiler, meydana gelen zararı müteselsilen tazmin etmekle yükümlüdür. Bunlar zararı, kusurları oranında birbirlerine rücu edebilirler
    Dava, zarara uğrayanın zarara uğradığının tespit edilmesinden itibaren altı ay içinde, her hâlde zararın meydana gelmesinden itibaren iki yıl içinde açılabilir.” düzenlemesini içerir.
    Somut olayda; 26/06/2012 tarihinde üç tür marul içeren 66432 adet malın KDV dahil 3.985,52 TL bedelle davacı tarafça davalıdan satın alındığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Davacı tarafça ürünler satın alındıktan sonra tarlaya ekilmiş ve satın alınan fidelerin kısa sürede çiçeklenmesi üzerine davacı tarafın 31.08.2012 tarihli tespit talebi üzerine Bucak Sulh Hukuk Mahkemesi 2012/20 D.İş dosyası kapsamında bilirkişi refakatinde 07/09/2012 tarihinde mahkemece mahallinde tespit yapılmış, bilirkişi raporunda davacının 24.516,18 TL zararı olduğu belirtilmiştir. Yukarıda anılan Tohumculuk Kanunu’nun 11. maddesinde zararın tazmini talepli dava açılması bakımından zararın tespitinden itibaren altı ay ve her halde zararın meydana gelmesinden itibaren iki yıl olmak üzere hak düşürücü süre öngörülmüştür.
    O halde mahkemece; zarar tespitinin 07/09/2012 tarihinde yapıldığı, davanın ise 23/09/2013 tarihinde açıldığı, bu durumda 6 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açıldığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi