Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/16841
Karar No: 2007/10423

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/16841 Esas 2007/10423 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/16841 E.  ,  2007/10423 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi      : İzmir 5.  İş Mahkemesi
    Tarih                : 20.07.2006
    No                    : 121-597  

    Davacı,  davalılardan işveren nezdinde 06.01.1981 tarihinde geçen çalışmalarının tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının Kurum’a bildirilmeyen 6.1.1981-1.10.1985 tarihleri arasında  davalıya ait  işyerinde geçen  çalışmalarının yaşlılık, malullük ve ölüm sigortalarına tabi çalışmalar olduğunun  tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine   karar verilmiştir. 
    Gerçekten davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 3/II(B) bendine göre özel kanunda nitelikleri belirtilen çırakların, çıraklık devresi sayılan süre içerisinde malüllük, yaşlılık, ölüm sigortaları hükümlerine tabi olamayacakları ve bu hükmün sonucu belirtilen sürelerin sözü edilen Yasa’nın 108. maddesinde de gösterilen sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Davada tesbiti istenen dönemde yürürlükte bulunan 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık  Yasası"nın 4. maddesinde, bu Kanuna tabi bir sanatı o sanat için  düzenlenen tarih ve pratik öğrenim programına göre o işyerinde öğrenmek amacıyla bir çıraklık sözleşmesi ile bir iş yeri sahibinin hizmetine giren kimseye çırak deneceği, 5. maddesinde çırak olabilmek için 18 yaşından büyük olmamak gerektiği, 16. maddesinde ise işyeri sahibi veya temsilcisinin çırak adayını çalıştırmaya başlamadan  önce velisi veya kanuni mümessili ile üç örnek  yazılı bir çıraklık sözleşmesi yapmaya mecbur olduğu, 20. maddesinde sözleşmenin  bir örneğinin mahalli Çıraklık Eğitimi Komitesine, derneğe kayıtlı ise  ilgili derneğe veya odaya vermek ve sicil numarasını alarak  sözleşmeye yazmak zorunda olduğu bildirilmiştir. Somut olayda 4.8.1981 tarihli işe giriş bildirgesi Kuruma süresinde intikal ettirildiğine ve  çırak olarak davacının, velisinin ve işverenin imzasını içeren 1.11.1980 tarihli çıraklık sözleşmesi bulunduğuna göre aradaki ilişkinin hizmet aktine dayandığının açıkça ortaya konulması gerekir. Öncelikle bir kimseye çırak denebilmesi için o kimsenin durumunun bu özel  Kanunda çıraklar hakkında yapılan tanıma ve nitelendirmeye  uyması gerekir.  Çıraklıkta, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma değil sigortalıya bir meslek ve sanatın  öğretilmesidir.  Davacı tanığı G.Ç.ve E.İ.’in  beyanlarından davacının  işyerindeki çalışmalara ve üretime bilfiil katıldığı, emeğiyle işyerine    ve işverene  katkıda bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca dosyadaki diğer belge ve bilgilere göre davalı işyerinden 1.10.1985-19.7.1989 tarihleri arasındaki çalışmalarının Kuruma bildirildiği, işyerinin ihtilaflı dönemde  506 sayılı Yasa kapsamında bulunduğu görülmüştür.
    Bu durumda uyuşmazlık, yazılı çıraklık sözleşmesine göre mi, yoksa  davacının ileri sürdüğü gibi hizmet aktine göre mi çalışıldığı noktasında toplanmaktadır. Aradaki hukuksal ilişkiyi belirleme yönünden  mesleği öğretme ile emekten yararlanma unsurları karşılaştırıldığında  ağır basan unsurun  emekten yararlanma olduğu kayıtlara geçmiş tanık anlatımlarıyla da ortaya konulduğundan ve davacıya ödenen ücretin miktarının etkili  olamayacağı ve tespiti istenen bu sürelerin 506 sayılı Yasa’nın 108. maddesinde de belirtildiği gibi, sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği de dikkate alınarak davacının 4.8.1981-1.10.1985 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak çalıştığının tespitine karar vermek gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş  olması usul ve  yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.6.2006  gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi