Davacı, 01.08.1986-dava tarihleri arası SSK."lı süreler hariç tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, 01.08.1986-29.06.2006 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumu"na tabi çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiş, mahkeme istemin reddine karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığının resen tescil ile 1.08.1986 tarihinden itibaren başlatıldığı, sigortalılığının devamı sırasında 18.6.1986-23.7.1986 tarihleri arasında 20 gün, 5.8.1986-31.12.1986 tarihleri arasında 138 gün kısa süreli SSK."na tabi çalışmalarının bulunduğu, ayrıca T.C D.D.Y Malatya işyerinden 11.9.1992, 5.11.1992, 29.3.1993 tarihli işe giriş bildirgelerinin verildiği, davacının bu işyerinden sigortaya bildirilen çalışmalarının Malatya Sigorta Müdürlüğü"den sorulmadığı Kurumun 5.8.1986 tarihindeki çalışmayı dikkate alarak yasa uyarınca 4.8.1986 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalılığını sona erdirdiği, davacının Ziraat Odasındaki kaydının 14.7.1998 tarihinden itibaren başladığı, 2003 yılında edinilmiş traktörünün olduğu 3.10.1990 tarihinde verdiği dilekçe ile kaydını kapatmak istemişse de bu dilekçeyi prim ödeme güçlüğü, nedeniyle verdiği, Ziraat Bankası ile ilişkisinin 2006 yıllarında olduğu, Belediye"ye 1998 yılı itibariyle 105 dönüm arazisinin bulunduğunu bildirdiği, tarımsal kooperatiflerde kaydının bulunmadığı mahkemece prim ödemelerinin ve sattığı ürün bedellerinden prim kesintilerinin bulunup bulunmadığının T.M.O. ve Pancar Kooperatif kaydının olup olmadığının araştırılmadan, sonuca gidildiği görülmüştür.
2926 sayılı Yasa"nın 5. maddesinde sigortalılığın başlangıcı ve zorunlu oluşu, 6. maddesinde ise sigortalılığın sona erme koşulları düzenlenmiştir. Maddeye göre, diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi bir işte çalışanların, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün önce sigortalılıkları sona erdirilecektir. Bu yönüyle Kurumun yaptığı işlemde bir uygunsuzluk
bulunmamaktadır. Ancak Dairemizin ve Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerine göre diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi kısa süreli çalışmaların bulunması halinde sigortalının tarımsal faaliyetine devam ettiği kısa süreli çalışmalarının sigortalılık iradesini sona erdirmediği kabul edilir.
Burada dikkat edilecek husus, bu iradenin açıkça ortaya konulması, şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerektiğidir. Bunun için de, 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde sayılan ve tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasının yasal karinesi olan kayıt, bilgi ve bulgular davacı adına mevcut olmalı bu kayıtlar uyuşmazlık sürecinde devam etmeli sigortalılık iradesini gösteren prim ödemeleri veya prim kesintileri bulunmalı, bunlar tanık beyanları ve zabıta araştırması ile de desteklenmelidir. Mahkemece Zirai arazilerin hangi tarih itibariyle davacı üzerine kaydının yapıldığı, 1992 ve 1993 yılında SSK."na tabi çalışma süreleri, TMO ve Pancar Kooperatif kaydının bulunup bulunmadığı, ürün sattğı kişi veya kuruluşlar araştırılmadan sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.7.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.