Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3465
Karar No: 2012/2047
Karar Tarihi: 15.03.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/3465 Esas 2012/2047 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2011/3465 E.  ,  2012/2047 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki birleşen alacak ve itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı kooperatif vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin ortağı olup, müvekkili kooperatif tarafından inşaa ettirilen taşınmazın 21 nolu bağımsız bölümünün davalıya tahsis edildiğini, müvekkili kooperatifin 26.06.2004, 16.10.2004 tarihlerinde yapılan genel kurullarda aidat miktarları ile gecikme faizi oranının belirlendiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu ileri sürerek, müvekkilinin alacağının tahsiline karar verimlesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin davacı kooperatifin ortağı iken 01.04.2004 tarihinde üyelikten istifa ettiğini ve bu kararın davacı kooperatif yetkili organlarınca kabul edildiğini, müvekkilinin ayrılma aşamasında, davacı kooperatifle "ibranamedir" başlığı altında sözleşme imzalandığını ve ibraname uyarınca müvekkilinin 25.000,00 TL ödeme yaptığını ve davacı kooperatifin müvekkilini ibra ettiğini ve tüm yükümlülüğünü yerine getirdiğini, ancak davacının kendi üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, taraflar arasında imzalanan ibranamenin 26.06.2002 tarihli genel kurulda onaylandığını, 16.10.2006 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurula müvekkilinin konumunda bulunan 1. etap üyelerinin hiçbirisinin çağrılmadığını, kararların 2. etap üyelerinin oyları ile alındığını, bu kararın birinci etap üyeleri için geçerli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Taraflar arasında ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nde görülen alacak davasının Mahkeme"nin 16.10.2009 gün 2009/417 E. 2009/1436 K. sayılı ilamı ile asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiş, yine aynı taraflar arasında ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nde görülen itirazın iptali davasının Mahkeme"nin 20.10.2010 gün 2008/344 E. 2010/277 K. sayılı ilamı ile asıl dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Birleştirilmesine karar verilen bu dosyalarda davacı kooperatif vekili müvekkili alacağının tahsilini talep etmiş, davalı vekili davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; 26.06.2004 tarihli genel kurul gündeminde ortakların ibralarına ilişkin bir gündem maddesi yer almadığından, ibra işleminin kabulüne ilişkin bir genel kurul kararının bulunmadığı, bu işlemin genel kurulda müzakere edilmediği, bu nedenle ibra işleminin geçerli olmadığı,
    taraflar arasında imzalanan "sulh ve ibranamedir" başlıklı sözleşmeye dayanan ve davalının ibrasına yönelik olarak alınan genel kurul kararının yok hükmünde olduğu, bu nedenle 26.06.2004 tarihli genel kurulda ibralarına karar verilen ortakların o tarihten beri ortaklıklarının devam etmesine ve mevcut ortaklara tahsis edilen konutlar dışında başka konut bulunmamasına rağmen kooperatif müessesesinin ruhuna ve anasözleşmenin 59. maddesi hükmüne aykırı olarak başka şahısların kooperatif ortağı olarak kaydedilmelerine, kanunsuz olarak kaydedilen bu kişilerin katılımı ile dava konusu alacağın dayandığı 16.10.2004 tarihli genel kurulun ve takip eden genel kurulların yapılmasına, bu kişilerin giriş aidatı dışında başka aidat ödememelerine, daha sonra bu kişilerin bir başka kooperatife ortak olarak nakledilmelerine göre bu kişilerin gerçek ortak olmadıkları, bu nedenle 16.10.2004 tarihli genel kurulun usulünce toplanmaması nedeniyle bu toplantıda alınan kararların davalı ortak yönünden hiçbir hukuki sonucu doğurmayacağı gerekçesiyle, davanın ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı kooperatif vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, 16.10.2004 tarihli genel kurul kararı uyarınca aidat borcunun tahsiline yönelik alacak davası ile bu dava ile birleştirilmesine karar verilen itirazın iptali ve alacak davalarıdır. Mahkemece, aidat alacağının dayanağını oluşturan genel kurul kararının yok hükmünde olduğu belirtilmiş ise de, davacı kooperatiften dava konusu borcun temelini oluşturan 16.10.2004 tarihli genel kurul kararı ile diğer genel kurul kararlarının iptaline ilişkin olarak görülen davanın henüz kesinleşmediği anlaşıldığından bu davanın sonucu beklenmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
    Şayet genel kurul kararının yoklukla malül olmadığının tespiti halinde ise ayrılan ortağın kooperatifin varlığı üzerindeki haklarını düzenleyen 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17. maddesinde görülen ortaklığın çıkma payının ortaklıktan ayrıldığı yıla ait bilanço esas alınarak hesaplanacağı belirtilmiştir. Buna göre, ayrılan ortağın kooperatif malvarlığı üzerinde bir hakkı bulunmamaktadır. Uyuşmazlığı doğuran işlemlerde ise davalının kooperatif ortaklığından ayrılmasına rağmen yapacağı bir miktar ödeme ile kendisine isabet eden dairenin tapusunun verileceği kararlaştırılmıştır. Bu durum, anılan Yasa"nın 17 ve 23. maddeleri hükümlerine göre eşitlik ilkesine aykırı olarak bir kısım ortaklara farklı statü ve ayrıcalık sağlayacı mahiyettedir. Bu durum, kooperatifler hukukunun temel müessesesini ve ilkelerini zedeleyici sonuçlar doğurmaktadır. Kural olarak kooperatiflerde farklı statüde ortaklık oluşturulması geçersiz olup, böyle bir ortaklığın ihyası ancak geçerli bir genel kurul kararı ile mümkündür. Yönetim kuruluna genel kurulca yetki verilmedikçe veya yönetim kurulunun bu yöndeki işlemleri genel kurulca onaylanmadıkça farklı statülü ortaklık yaratan işlemlerin geçerliliği bulunmamaktadır.
    Somut olayda, taraflar arasında 06.04.2004 tarihli ibraname imzalandığı ve davalının 01.04.2004 tarihinde kooperatif üyeliğinden istifa ettiği ve istifanın yönetim kurulunca 30.04.2004 tarihinde kabul edildiği görülmüştür. Ancak davacı kooperatifin genel kurullarında yönetime bu konuda bir yetki verilmediği ve taraflar arasında imzalanan "ibraname" başlıklı belge ve bu belge içeriği doğrultusunda sonradan icra edilen işlemlere icazet anlamında genel kurulca tasvip gördüğü yolunda bir karar alınmadığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davacı kooperatifin tüm kayıt, defter, belge ve dayanakları üzerinde uzman bilirkişilerce inceleme yaptırılarak 16.10.2004 tarihli genel kurul toplantısında ayrılanlar dahil hiçbir ortağın 20.11.2004 tarihinden itibaren 12 aylık eşit taksitlerle toplam
    24.000,00 TL ödenmesine ilişkin 2 no"lu gündem maddesi görüşülerek alınan karara konu borcun birleşenlerinin ve kaynağının belirlenmesi ve bu ödemeyi gerekli kılan borcun davalının ortaklıktan ayrılmasından önceki döneme ait olması halinde davalının ibraname uyarınca kooperatife ödediği 25.500,00 TL"nin 20.11.2004 tarihine taşınarak güncellenmesinden sonra dahi kooperatif borçlarından dolayı payına isabet eden bakiye borcunun kalıp kalmadığının irdelenip ibranamenin davalı ortağın kooperatif borcundan dolayı ödemesi gereken payının hakkaniyet ve eşitlik ilkesine göre yansıtıp, yansıtmadığı ve ayrılan ortakların ibranameye konu ödemeleri dışında kooperatife borçlarının bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra dosya ve birleştirilen davalara konu edilen borçtan dolayı davalının sorumluluğunun varlığı ve niceliğine dair karar verilmesi gerekirken, eksik incelemelere dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi