Davacı, 1.10.1995 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava davacının teslim ettiği ürün bedelinden ilk kesintinin tevfikat yolu ile yapıldığı tarihi takip eden aybaşı olan 1.10.1995 tarihinden itibaren 2926 sayılı yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısının olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşı olan 1.10.1995 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede, davacının Ziraat Odası kaydının 25.4.2006 tarihinde başladığı, Tarım Kredi Kooperatifi ortağı olmadığı, Ziraat Bankasından kredi almadığı, üzerine kayıtlı taşınmazın bulunduğu davacının sattığı süt bedelini ilk defa 20.9.1995 tarihinde prim kesintisi yapıldığı sonrasında 2000 yılı Temmuz, Ağustos ve Ekim aylarında kesintilerin bulunduğu 1.6.2006 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği görülmektedir.
Mahkemece kesintinin bulunduğu (1.10.1995-31.12.1995) ve (1.9.2000- 31.12.2000) tarihleri arasındaki dönem yönünden verilen tesbit kararı yerinde ise de 1.1.1996- 31.8.2000 ve 1.1.2000-1.6.2006 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin sadece soyut tanık beyanı ile zabıta araştırmasına dayalı olarak kabul edilmesi öte yandan, davacının 1.6.2006 tarihi itibariyle davalı kuruma kayıt ve tescil edildiği ve 1.6.2006 tarihi ile dava tarihi olan 3.8.2006 tarihleri arasında ihtilaf bulunmadığı halde bu tarihleri de kapsar şekilde tesbit kararı verilmesi de usul yasaya uygun değildir.
Yapılacak iş, dosya içeriğinden haşhaş ve pancar ekiciliği de yaptığı anlaşılan davacının bu ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığı, ilgili kurumlardan sorulmalı, Pancar Ekiciler Kooperatifine ortak olup olmadığı, ortak ise tarihlerinin de sorularak çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmesi ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 5.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.