3. Hukuk Dairesi 2021/3916 E. , 2021/6906 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairemiz 09.12.2014 tarih ve 2014/20268 esas, 2014/16225 karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiş, bozma kararına mahkemece direnilmesi üzerine direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin, dava konusu Ankara ...Mahallesi ... ada, 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılı bulunan binanın 23 nolu bağımsız bölümünün maliki olduğunu; konutuna içme suyu bağlatmak ve abone olmak için davalı kuruma başvurduğunda, müvekkilinden, 3.206,23 TL katılım bedeli ve 3.206,23 TL şebeke hisse bedeli adı altında toplam 6.412,16 TL para istendiğini; talebin haksız olduğunu; zira, katılım payı alınmasının, davalı tarafça (ASKİ) hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olduğunu ileri sürerek; haksız suretle alınan toplam 6.412,16 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; şebeke bedeli ve katılım payının, yasa gereği ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesi gereğince, idarece sunulan hizmet karşılığı, ilk malikten alınan bir bedel olduğunu; yapılan işlemin usul, yasa ve Yargıtay içtihatlarına uygun olduğunu savunup; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; "Dosyadaki belgelerden davacının konutunun bulunduğu yöreye 22/11/2010 tarihinde yapı kullanma izni alındığı, ruhsat tarihinden sonra yörede yeni bir hizmet sunulmadığı belirlenmiştir. Buna göre davalı idare yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra bölgeye hizmet götürüldüğünü kanıtlayamaması ve davacılardan alınan kanal katılım ve şebeke hisse bedellerinin yasal olmadığı anlaşılmış, bu konuda alınan denetime elverişli ve hüküm vermeye yeterli bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir, gerekçesiyle" davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz 09.12.2014 tarih ve 2014/20268 Esas, 2014/16225 Karar sayılı ilamı ile “Dava konusu uyuşmazlık; maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacının; davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır. ...Somut olayda; her ne kadar davalı tarafından davacı taşınmazının bulunduğu bölgede götürülen hizmetler, yapı kullanma izin belgesinin alınmasından önceki tarihe ait ise de, davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı sabittir.
Öyle ise mahkemece; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, davacının karar düzeltme isteği Dairemizce reddedilmiştir.
Mahkemece; dosyadaki belgelerden davacının konutunun bulunduğu yöreye 22/11/2010 tarihinde yapı kullanma izni alındığı, ruhsat tarihinden sonra yörede yeni bir hizmet sunulmadığı, buna göre davalı idare yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra bölgeye hizmet götürüldüğünü kanıtlayamaması ve davacılardan alınan kanal katılım ve şebeke hisse bedellerinin yasal olmadığı gerekçesi ile daha önce verilen 18/07/2013 tarihli 2012/2668 esas, 2013/1835 karar sayılı kararında direnilmesine, davacının davasının kabulüne, davacının kanal katılım ve şebeke hisse bedeli toplamı 6.412,46-TL’den davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, davacı tarafından kanal katılım ve şebeke hisse bedeli olarak davalıya ödenen 6.412,46-TL’nin 20/12/2011 ödeme tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
02.12.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373. maddesinin 5.fıkrası “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir” hükmünü içermektedir.
Anılan yasa maddeleri gereğince, yerel mahkemece verilen direnme kararına yönelik olarak yeniden yapılan inceleme sonucunda; mahkemece verilen direnme kararının doğru olduğu sonucuna varıldığından yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan direnme hükmünün 6763 sayılı Kanunun 44. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen geçici 4. maddesinin 4. fıkrası uyarınca ONANMASINA, 328,50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/06/2021 günü oybirliğiyle karar verildi.