Davacı, ölüm aylıklarının geç ödenmesi sebebiyle faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının ölüm aylıklarının geç ödenmesi sebebiyle birikmiş faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Yapılan incelemede davacının 1.3.2002 tarihli ölüm sigortasından aylık tahsis talebinin reddedildiği, açılan dava sonucunda mahkemece davacının 1.4.2002 tarihi itibariyle ölüm sigortasından aylığına hak kazandığının tesbitine karar verildiği ve verilen kararın Yargıtay"ca onanmak suretiyle kesinleştiği, davacının davalı Kuruma verdiği 15.3.2005 tarihli dilekçe ile birikmiş yaşlılık aylıklarının faiziyle birlikte ödenmesini, faiz alacağının ödenmemesi halinde faiz hakkını saklı tuttuğunu bildirdiği, davalı kurumca birikmiş aylık alacağının 22.11.2005 tarihinde ödenmesine rağmen faiz alacağının ödenmediği ve bu davanın açıldığı görülmektedir.
Uyuşmazlık, birikmiş faiz alacağının hesabında uygulanacak yasal faiz oranının belirlenmesi noktasındadır.
19.12.1984 gününde yürürlüğe giren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun, Mmurabaha Nizamnamesini yürürlükten kaldırarak bu tarihi kadar % 5 olan kanuni faiz oranını %30 olarak belirlenmiş, ancak Bakanlar Kuruluna bu oranı % 80"ine kadar artırma ve eksiltme yetkisi verilmiş, Bakanlar Kurulunca bu yetkiye dayanılarak 1.1.998 tarihinde kanuni faiz oranı %50"ye çıkartılmış, Anayasa Mahkemesi 15.12.1998 tarihli kararı ile 3095 sayılı Yasa"nın 1 ve 2. maddelerini iptal etmiş, karar 26.11.1999 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 6 ay sonra 26.5.2006 tarihinde yürürlüğe girmeden önce 15.12.1999 tarihli 4489 sayılı Yasa"nın 1. maddesi ile 3095 sayılı Yasa"nın 1. maddesi değiştirilerek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli kredi işlemlerinde uyguladığı reeskont oranını yasal faiz oranı olarak belirlemiştir. Ancak 1.4.2003 tarihinde itibaren uygulanan 2003 yılı Bütçe Kanununda ilgili Kanunda düzenleme yapılıncaya kadar Genel Bütçeye dahil daireler ile Katma Bütçeli idarelerin ilama bağlı kararları için 3095 sayılı Yasa"nın 1. maddesindeki kanuni faiz oranı 1.4.2003 tarihinden itibaren aylık %2,5 olarak, 2004 yılı Bütçe Kanununda %1.25 , 2005 yılı Bütçe Kanunu ile 1.1.2005 tarihinden itibaren aylık %1 olarak belirlenmiş, ancak Anayasa Mahkemesince 2003, 2004 ve 2005 yılı Bütçe Kanunlarındaki bu hükümler Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. 5335 sayılı Yasa ile 3095 sayılı Yasa"nın 1. maddesi ile değiştirilmiş yasal faiz oranı 1.5.2005 tarihinden itibaren %12 olarak belirlenmiş, bu oran Bakanlar Kurulu Kararı ile 1.1.2006 tarihinden itibaren % 9"a indirilmiştir. Gerek 12. Hukuk Dairesinin oturmuş içtihatlarında gerekse Hukuk Genel Kurulu"nun 1.12.2004 tarihli 2004/12-667 Esas 2004/628 Kararında Bütçe Kanunundaki aylık faiz oranının sadece gegel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin ilama bağlanmış borçlarıyla sınırlı bir düzenleme getirdiği, bu nitelikte olmayan borçların kapsam dışı tutulduğu bildirilmiştir.
T.C. Merkez Bankası Başkanlığınca İskonto oranı 17.5.2002 tarihinde % 55, 14.6.2003 tarihinde % 50, 8.10.2003 tarihinde % 43, 15.6.2004 tarihinde % 38, 13.1.2005 tarihinde % 32 olarak tesbit edilmiştir.
Bu tesbitler karşısında yasal faiz oranlarının 19.12.1984 tarihine kadar %5, 20.12.1984- 31.12.1997 arasında %30, 1.1.998-14.12.1999 arasında %50, 15.12.1999-16.5.2002 arasında 60, 17.5.2002-13.6.2003 arasında %55, 14.6.2003-7.10.2003 arasında %50 8.10.2003-14.6.2004 arasında %43, 15.6.2004-12.1.2005 arasında %38, 13.1.2005 30.4.2005 arasında %32, 1.5.2005-.31.12.2005 arasında %12, 1.1.2006 tarihinden itibaren 9 olarak uygulanması gerekir.
İhtilaf konusu uyuşmazlıkta mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda birikmiş faiz alacağı hesabı yapılırken faiz oranlarının ve uygulanacağı tarihsel dönemlerin yukarıda açıklandığı şekilde değil Bütçe Kanunu ile belirlenen oranlar esas alınmak suretiyle faiz alacağının hesaplandığı görülmektedir. Bu raporun hükme dayanak alınacak içerikte olmadığı ortadadır.
Yapılacak iş; yukarıda açıklanan oran ve bu oranların uygulanacağı tarihler esas alınmak suretiyle bilirkişiye faiz alacağını yeniden hesaplattırmak ve çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.