Davacı, geç bağlanan gelir sebebiyle doğan zararı karşılığı 5.000-YTL"nin yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesine davacı vekilince duruşmalı olarak istenmesi üzerine, dosya incelenerek ,işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.9.2007 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat U.G. ile karşı taraf adına Avukat E.Ç. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, temyizin kapsamı ve nedenlerine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı bila tarihli dava dilekçesiyle; Davacının 08.08.1992 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle meslekte kazanma güç kayıp oranın 506 sayılı Yasa"nın 109. maddesindeki prosedüre uygun olarak Kurum tarafından % 0 olarak belirlendiği halde, davacı tarafından işveren aleyhine açılan tazminat davasında Adli Tıp 3.İhtisas kurulunca yapılan incelemede %19 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiğine ilişkin rapor düzenlendiği üzerine, davalı Kurumun Adli Tıp 3.İhtisas Dairesinin raporu ile belirlenen sürekli iş göremezlik oranını uygulamayı kabul etmemesi üzerine kurum aleyhine dava açmak zorunda kalarak, bu davada verilen Bakırköy İş Mahkemesinin 26.03.2003 gün ve 361-304 sayılı ilamının 25.03.2003 tarihinde kesinleşmesinden sonra 23.11.1997 itibariyle % 19 sürekli iş göremezlik oranına göre gelir bağlandığını, davalı kurumun resen yapması gereken işlemleri yapmaması ve davacıyı gereksiz dava açmak zorunda bırakması ve davacıya 08.08.1992 tarihinden 11 yıl sonra gecikmeli olarak gelir bağlanması nedeniyle munzam zarar olarak 5.000,00YTL’nı hakediş tarihinden yasal faiziyle tahsilini,birleşen dava ile de davalının re"sen yapması gereken işlemleri yapmaması, uzun yıllar süren hukuk mücadelesi sonucu olay tarihinden 11 yıl sonra hakkına kavuşması nedeniyle duyduğu manevi acıya karşılık 20.000,00YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının munzam zarar talebi yasal koşullarının oluşmadığı, manevi tazminat talebi ise; davalı kurumun 506 sayılı Yasanın 109.maddesindeki prosedüre uygun olarak davacının sürekli iş göremezlik oranını kurum sağlık kurullarında belirlediğini, yapılan itirazın SSK Yüksek Sağlık Kurulu tarafından incelenerek reddolunduğunu, yapılan yargılamanın hukuki prosedür sonucu olduğu, kurumun kötü niyetinin söz konusu olmadığı belirtilerek reddedilmiştir.
Davanın reddine ilişkin karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Davacının 08.08.1992 tarihinde iş kazası geçirdiği,bu kaza sonucu multipl beden travması oluştuğu, batın ve kafa içinde oluşan kanamanın ameliyat yapılmak suretiyle boşaltıldığı kafada 9 cm² büyüklüğünde kemik defekti oluştuğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davalı kurum SSK Tekirdağ hastanesinin 01.11.2003 tarihli raporlarını esasa alarak davacının sürekli iş göremezlik oranını % 0 olarak belirlemiştir. İtiraz üzerine SSK Yüksek Sağlık Kurulu da uzunca bir süre sonra 15.07.1997 gün ve 53/1227 sayılı Kararı ile aynı sonuca ulaşması üzerine, sigortalı tarafından işveren aleyhine açılan tazminat davasının yargılaması sırasında, aynı verilerle inceleme yapan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi 10.11.1999 günlü kararı ile sürekli iş göremezlik oranının % 19 olduğu sonucuna ulaşmıştır. Davalı kurumun Adli Tıp kurumunca belirlenen % 19 oranındaki maluliyetin kesinleşmiş mahkeme kararı olmadan uygulamayacağını bildirmesi nedeniyle davacı tarafından maluliyet oranının tespiti için dava açılarak, Bakırköy iş Mahkemesinin 26.03.2003 gün ve 361-304 sayılı ilamı ile maluliyet oranının % 19 olduğuna karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştikten sonra ancak 29.09.2003 tarihli kararla 23.11.1997 itibariyle davacıya % 19 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle gelir bağlanabilmiştir. Zararlandırıcı sigorta olayının 1992 yılında olduğu ve özellikle aynı verilerin nazara alınarak sürekli iş göremezlik oranının belirlendiği dikkate alındığında,davalı kurumun ağır hatası ile sürekli iş göremezlik oranını % 0 olarak belirlemesi nedeniyle, yasal hakkına kavuşabilmek için uzun yıllar beklemek zorunda kalan davacının üzüntü ve sıkıntı geçirdiği,manevi acı duyduğu açıktır.Hal böyle olunca davacı yararına uygun bir manevi tazminat takdir etmek gerekirken davanın tümden reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı Avukatı yararına takdir edilen 500.00 YTL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.