22. Hukuk Dairesi 2014/33891 E. , 2016/4936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin davalı tarafça feshedildiğini beyan ederek davalıdan eğitim gideri, bilgisayar ücreti ile avans ücretlerinin tahsili amacıyla davalıya karşı icra takibi yaptığını, davalının takibe itiraz ettiğini, beyan ederek, yapılan itirazın iptalini talep etmektedir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı ve davacı taraf temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının ücretinin miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgari ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunu"nun 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; davalının bilgisayar programcısı olarak çalıştığı anlaşılmakla ücretinin 1.500,00 TL olduğunu beyan ettiği, davacı şirketin davalının ücreti ile ilgil açık beyanının mevcut olamdığı, mahkemce hükme esas alınana bilirkişi raporunda ise; davalının ücreti asgari ücret olarak kabul edildiği görülmüştür. Dosyada; davalının işe başlamasını müteakip başlayan ve iş sözleşmesinin sonlanmasına kadar düzenli bir şekilde tediye makbuzu adı altında ödemelerin yapıldığı ve her ay için değişen miktarlar içerdiği anlaşılmıştır. Mahkemece her ne kadar bu ödemelerin avans olarak ödendiği iddia edilmiş ise de, her ay düzenli şekilde avans verilmesi, verilen avansların davalının sonraki ücretinden kesinti yapılmadan devam etmesi karşısında bu ödemelerin davalının ücretine ilişkin ödeme olduğu sonucuna varılmıştır. Buna göre mahkemce, dosyadaki tediye makbuzları, kayıt ve belgeler dikakte alındığında davalının ücreti net 1.500,00 TL olarak esas alınarak, davacının alacaklarının hesaplanarak davalı tarafça yapılan itiraz değerlendirilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 23.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.