11. Hukuk Dairesi 2013/14581 E. , 2013/23456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ...2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05.12.2012 gün ve 2012/32-2012/230 sayılı kararı bozan Daire’nin 12.07.2013 gün ve 2013/5653-2013/14680 sayılı kararı aleyhinde davalı-karşı davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı/karşı davalı vekili, müvekkilinin ÇADIRKEBAP+Şekil ibareli 43. sınıftaki yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerini içeren 2007/67287 sayılı markanın sahibi olduğunu, markasını halihazırda ODTÜ Teknokent Silikon Blok No:111/46 .../...adresindeki işletmesinde, Çayyolu Konutkent bölgesinde açılış hazırlıkları süren restoranında, tabela ve reklam panolarında iş ve tanıtım evrakında kullandığını, müvekkilinin davalı şirketin eski hissedarı olduğunu, şirketteki hissesini devrederek ayrıldığını, ayrılırken şirkete ait işletmenin ÇADIRKEBAP markasını kullanmaksızın işletilmesi yönünde mutabakat sağlanmasına, uyarılarına ve noter ihtarına karşın müvekkilinin rızası hilafına davalının... Mahallesi, Eskişehir Yolu, 9.km, No:298, .../...adresindeki işletmesinde müvekkilinin markasının aynısını kullanarak yiyecek içecek hizmetleri sunmaya devam ettiğini, kullanıma verilmiş bir iznin veya lisansın olmadığını, davalının eyleminin kötüniyetli bulunduğunu, davalının kullandığı işaretin tüketici nezdinde müvekkili markasıyla iltibas oluşturduğunun ve müvekkili markasından yararlandığının açık olduğunu, eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığını, davalı tarafın kusurlu ve kötüniyetli biçimde sürdürdüğü kullanımı sonucu doğan iltibas sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını, rekam verdiği panoya siyah boya dökülerek yazıların kapatıldığını ve pano üzerinde yer alan afişlerin yırtıldığını müvekkilinin bu şekilde fiili zarara uğradığını, ayrıca davalının eylemleri nedeniyle müvekkilinin kazanç yoksunluğuna uğradığını, ileri sürerek markanın üzerinde kullanıldığı tabela ve levhaların indirilmesi, ürünlerin malzemelerin ve iş evrakının toplatılmasına, davalının internet sitesine erişimin engellenmesine, müvekkili adına tescilli 2007/67287 sayılı ÇADIRKEBAP ibareli markasına vaki davalı tecavüz fiillerinin durdurulmasına, tecavüzün giderilmesine, tecavüz dolayısıyla kullanılması cezayı gerektiren eşya ile bunları üretmeye yarayan araç, cihaz ve makinelere el konulmasına ve imhasına, uğranılan fiili zarar karşılığı 20.000 TL, yoksun kalınan kazanca karşılık şimdilik, 1.000 TL maddi tazminat ile 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve dava sonucunda verilecek hüküm özetinin ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili, 6100 sayılı yasanın 109/2 maddesi hükmüne göre fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açılamayacağını, yargılama konusu 2007/67287 sayılı markanın mülkiyetinin 556 sayılı KHK"nın 16/2-3, 818 sayılı BK’nın 179 ve TTK’nın 11/2 maddeleri uyarınca gerçekte müvekkili şirkete ait olduğunu, zira davacının müvekkili şirketin eski ortağı olduğunu, şirkette %90 hissesinin bulunduğunu, kalan %10 hissenin de babası Hayri Köksal"a ait olduğunu, adı geçenlerle müvekkili şirketin yeni ortakları arasında -şirketin tüm aktif ve pasifleri, demirbaşları, sahip olduğu markayla birlikte devri hususunda- anlaşma yapıldığını, anlaşma gereği belirlenen bedelin nakten ve malen adı geçene ödendiğini, banka ile yapılan ödeme dekontlarının açıklamalarında “ÇADIRKEBAP-RA MİMARLIK TURİZM LİMİTED ŞİRKETİ ÖN ÖDEME" açıklamalarının bulunduğunu, gerçekleşen ödemelerin 556 sayılı KHK"nın 16/2 maddesi uyarınca şirketin sahip olduğu ÇADIRKEBAP markasının ödemesi olduğu hususunda mutabakat sağlandığını, devir bedelinin 2,5-3 milyon Türk Lirası civarında olduğunu, taraflar arasında hisse ve markanın devri hususunda fiilen yapılan bu anlaşmadan sonra davacının -diğer hissedar ile birlikte- şirket kararı alarak 2007/67287 sayılı markayı sembolik bir bedel olan 10.000 TL karşılığı 22.11.2010 tarihinde davacıya devrini sağladıklarını, davacının ...17. Noterliği"nin 21.07.2011/17025 tarih/sayılı kullanıma son verilme istemini içeren ihtarnamesinin müvekkiline ulaşması üzerine bu satışın öğrenildiğini, müvekkilinin gönderdiği ihtarnameden sonra davacı ile yapılan görüşmelerde davacının markayı tekrar müvekkili şirkete devrini sağlayacağını söylediğini, ancak markayı müvekkiline devretmediği gibi işbu davayı açtığını, markanın değerinin 10.000 TL olmadığını, devrin muvazaalı bulunduğunu, gerçek değerinin çok yüksek olduğunu, şirketin zararına ve davacının menfaatine olarak satışının yapıldığını, bedelde muvazaa yapıldığını, bu nedenle satışın her zaman iptalinin mümkün olduğunu, ayrıca davacının 2011/40641 ve 2011/52857 sayılı aynı ibareli içeren marka tescil başvurularında bulunduğunu, davacının devir eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma niteliğinde bulunduğunu, Cumhuriyet savcılığına bununla ilgili şikayet dilekçesi verdiklerini, markanın gerçek sahibinin müvekkili olduğunu, bu nedenle açılan davanın reddini talep etmiş; karşı davasıyla da davacı adına tescilli görünen 2007/67287 sayılı markanın muvazaalı biçimde davacıya devir edilmesi sebebiyle markanın gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunun tespitine ve müvekkil adına tesciline karar verilmesini ve bu hüküm özetinin ilan edilmesini, bu talep mümkün olmaz ise markanın gerçek rayiç bedelinin tespit edilerek, tespit edilecek bedelin ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini, davacının yeni tescil başvurularının bu dava sonuçlanıncaya kadar bekletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece asıl ve karşılık davaların reddine karar verilmiş, taraf vekillerince temyiz edilen karar, Dairemizin 12.07.2013 günlü kararında yazılı gerekçelerle bozulmuştur.
Bu kez davalı karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 50,45 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 219,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 23.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.