Davacı, 1.3.2001 tarihinden sonraki 2926 sayılı Yasa sigortalılığının iptali ile isteğe bağlı sigortalı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 01.03.2001"den başlayan S.S.K"ya tabi isteğe bağlı sigortalığının geçerli olduğunun, S.S.K."dan yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti ile aksine Bağ-Kur işleminin iptali ve ihtilaf konusu dönemde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin reddine karar verilmiş ise de bu sonuç aşağıda yazılı nedenler gereği yerinde değildir.
1-Davacının 01.03.2001"den itibaren S.S.K."ya isteğe bağlı prim ödediği ve S.S.K."dan yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu bu halde kendi hak alanını ilgilendiren bu talepler yönünden S.S.K."nın yöntemince davaya dahil edilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile bu yönde usuli işlem yapılmaksızın sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2- Davacının ihtilaf konusu dönemde tarım bağ-kur sigortalısı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup yerinde değildir.
Gerçekten davacının mahkeme kararı ile 01.01.1994-20.11.1995,01.08.1998-15.11.1998 ve 01.12.1998-01.01.2000 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı 01.01.2000 tarihinden itibarende kendi talebi ile tescilinin yapıldığı 238.02.2001"de 11454 sayılı T.İ.B. Formu ile terkinin yapılmasını istediği kurumun önce terk işlemini yaptığı, daha sonra, kapu kaydına dayanarak terk işlemini iptal edip davacıyı halen aktif tarım Bağ-Kur sigortalısı saydığı mahkemece yapılan araştırmalara göre davacının ziraat odasına kaytılı bulunduğu, dava konusu yıllara ilişkin pancar ürünü teslimi ve tevkifat kesintilerinin olup, doğrudan gelir desteğinden yararlandığı, yapılan zabıta araştırması ile de geçimini çiftçilikten sağladığı, 28.01.2001 tarihli işi bırakma beyanından sonra S.S.K."ya 01.03.2001"den itibaren isteğe bağlı pirm edeyip bu kurumdan emekli aylığı talebinde bulunduğu açıktır.
Davacının S.S.K."na tabi isteğe bağlı sigortalı oludğu dönemde zorunlu Bağ-Kur tarım sigortalısı olduğundan mahkemece istemin reddine ilişkin verilen karar bu yöneüyle doğru ise de 1479 sayılı Yasa"nın 22.02.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa"nın 13. maddesi ile değişik 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek.19. maddesinde bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği pirmlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, pirm ödemesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu madde kapsamına gören sigortalılar hakkında zaman aşımınının kesilmesi ve zaman aşımının işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 103 üncü maddesinin 1. fıkrasının (6),(8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı Kanunun 104 üncü maddesi hükümlerinin uygulanacağı, yine 5458 sayılı Yasa"nın 14.maddesi ile eklenen ve 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 26. maddesine göre bu Kanun ve 2926 sayılı Kanuna göre kayıt ve tescil yapıldığı halde 31.03.2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar ve hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında Ek-19. madde hükmü uygulanacağı bildirilmiştir.
Bu halde, davada asıl sorunun davacının Ek-19. madde kapsamında olup olmadığının tesbiti olup uyuşmazlığın bu yönün araştırılması ile çözüleceği açıktır.
Mahkemece bu yönde yapılacak iş; davacının davadaki isteminden 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılığında halen prim ödeme isteğinin olmadığı, 2001,2002,2003 ve 2004 yıllarında yapmış olduğu prim ödemelerinin ise geriye doğru hangi yıllara ait olduğu ve de davacının Ek- 19. madde gereğince yukarıda açıklanan şekilde 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığı, davacının 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalılığı yönünden Ek-19. madde kapsamında kalıp kalmadığı yöntemince araştırılarak varılacak sonuca göre, yasa hükmüne istinaden 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu varsa bu dönemin sigortalık süresi olarak sayılmayacağı dikkate alınarak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksazın yukarıda yazılı hususlarda karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.