11. Hukuk Dairesi 2013/8811 E. , 2013/23481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/02/2013 tarih ve 2012/235-2013/99 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ve babasının 1960 yılından beri büfe işletmeciliği yaptığını, halen büfe ve kafe işletmeciliği yapan müvekkilinin 2006/05496 nolu "Marmaris Cafe ..." ibareli markayı tescil ettirdiğini, aynı ticari alanda faaliyet göstermek amacı ile kurulan davalı şirketin ise "Marmaris Cafe"" ve ""Marmaris Büfe" markalarını uhdesinde toplamaya ve müvekkilinin tescilli markasını sahiplenmeye çalıştığını, İnternette "www. etilermarmaris.com.tr." web sitesini açarak ve müvekkilinin babası ... adına atıf yaparak, adına tescil ettirdiği marka geçmişinin çok eskiye dayandığını duyurduğunu ve yine bu kapsamda 18.09.2007 tarihinde 2006/34243 nolu ""Marmaris Cafe"" ibareli markayı adına tescil ettirdiğini, belirterek davalı markasının hükümsüzlüğüne ve terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkil şirketin "Marmaris" ibareli birçok markası bulunmakta olup, markasının tescilinin davacının marka tescilinden önceye dayandığını, ""Marmaris"" markasının 14.10.2003 tarihinde 43. sınıfta tescil edildiğini ve müvekkili tarafından tanınır haline getirildiğini, markanın tanıtılması aşamasında sessiz kalan davacının bu aşamada dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının markasında kendi ismini kullandığı, davalının ""Marmaris"" ibareli markalarının daha önceden tescilli olup davalının dava konusu markasını seri marka yaratmak suretiyle kullanma hakkı bulunduğu, markanın davalının tescilli markalarının devamı niteliğinde olduğu, iltibasın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki (2) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, marka hükümsüzlük istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davalı adına önceki tarihlerde tescil edilmiş olan markaların tek ve esaslı unsurları ""Marmaris"" ve ""Marmaris Büfe"" ibarelerinden oluşmaktadır. Uyuşmazlık konusu 2006/34243 sayılı marka ise ""Marmariscafe"" ibaresinden oluşmakta olup, davacı adına tescilli markadan daha sonraki bir tarihte başvurusu yapılarak sicile tescil olunduğu anlaşılmaktadır.
Davacıya ait önceki tarihli 2006/5496 sayılı markada yer alan ""Marmaris Kafe"" ibaresinde yer alan "Marmarıs" ibaresi markanın asli unsurlarından birisi niteliğinde olduğundan, dava konusu 2006/34243 sayılı ""Marmariscafe"" ibareli marka ile görsel, okunuş, yazılış olarak 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi yaratacak derecede benzerdir.
Her ne kadar mahkemece davalının önceki tarihlerde tescilli ve yukarıda belirtilen markalardan kaynaklanan müktesep hakkı bulunduğu kabul edilmiş ise de, Dairemizin yerleşik kararlarında da açıklandığı üzere, bir işletme adına önceki tarihte tescilli olan markaların serisi niteliğindeki bir ibarenin marka olarak tescil olunabilmesi için, aynı veya benzer olarak başkası adına tescil olunmuş mükerrer marka ile yakınlaşma ve benzeştirme amacı taşımaması, bir başka deyişle haksız rekabet ve iltibas tehlikesine yol açılmaması gerekir. Oysa, somut uyuşmazlıkta, her iki marka da ""marmaris kafe"" ve ""marmariscafe"" şeklinde yazılı bulunduğundan artık bu durumda davalının davacı markasına yakınlaştırma ve benzeştirme çabası bulunmadığından ve dolayısıyla da seri marka tescilinden söz edilemeyeceğinden yukarıda açıklandığı şekilde müktesep haktan kaynaklanan bir tescilin de kabulü mümkün değildir.
O halde, davalı aleyhine açılan işbu davanın kabulü gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 25.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.