Davacı SSK"lı süreler hariç 1.12.1987-dava tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, 1.12.1987-18.9.2006 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumu"na tabi çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiş, mahkeme istemin kabulüne karar vermiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığının resen tescil ile 1.12.1987 tarihinden itibaren başlatıldığı, sigortalılığının devamı sırasında 1988 yılında 105, 1997 yılında 180, 1998 yılında 31, 1999 yılında 162, 2000 yılında 190, 2001 yılında 150, 2002 yılında 134 gün kısa süreli SSK."na tabi çalışmalarının bulunduğu, Kurumun 1988 yılındaki 120 gün çalışmayı dikkate alarak 1.8.1988 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalılığını sona erdiği, davacının Ziraat Odası pancar kooperatifi, tarım kredi Koperatifine üye olmadığı prim ödemelerinin bulunmadığı ve sattığı ürün bedellerinden 30.4.1998 tarihinde prim kesintisi yapıldığı, üzerine kayıtlı tarlaların bulunduğu, zabıta araştırmasında 1974 yılından beri pancar ekimi yaptığı, traktörü bulunduğunun muhtarlık yazısı ile de teyit edildiği, 15.6.2006 tarihli Moskova Büyükelçiliği Konsolosluk şubesinden tanzim edilen umumi vekaletnamede davacının adresinin E. İnşaat M. / R. olarak gösterildiği görülmüştür.
Davacının ihtilaf konusu dönemde 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde belirtilen sigortalılık şartlarını taşıdığı anlaşılıyor ise de mahkemece davacının 1.12.1987-1.8.1998 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı ve hukuki yararda olmadığı halde bu dönemle ilgili tesbit kararı verilmiş olması ayrıca dosyadaki vekaletnameden davacının R. "da E. A.Ş: ait işyerinde çalıştığı anlaşılmasına rağmen davacının yurtdışında bulunduğu süreler ve bu çalışmaları nedeniyle sigortalı olup olmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.