Davacı, ilk Bağ-Kur prim tevkifatının kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum’un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 28.02.1995 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa"ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir.
Mahkemece, davacının 01.03.1995-01.07.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan yasanın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan, resen tescil başlığını taşıyan 9. maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren üç ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca resen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36. maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı resen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği resen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca, 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri istihsal kooperatifleri ile birliği, Türkiye Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosya içeriğinden, davacının tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak 01.07.2006 tarihi itibariyle tescilinin yapıldığı, üzerine kayıtlı zirai arazisinin bulunmadığı, tarım kredi kooperatifi kaydı bulunmadığı, S. Ziraat Odası Başkanlığı’nın 24.11.2006 tarihli cevabi yazısında, davacının kaydının bulunmadığının bildirildiği, 02.05.2006 tarihli Bağ-Kur sigortalılık belgesinde ise aynı ziraat odasına 25.02.1998 tarihinden itibaren kayıtlı bulunduğunun belirtildiği, S.S. K. P. E. Kooperatifi’nin 01.12.2006 tarihli cevabi yazısında davacının ortaklık kaydına rastlanmadığının bildirildiği, 02.05.2006 tarihli Bağ-Kur sigortalılık belgesinde ise 25.04.1992 tarihinden itibaren S.S. K. P. E. Kooperatifi S. Satış Mağazası Şefliği’nde kaydının bulunduğunun belirtildiği, davacının sattığı ürün bedelinden 28.02.1995, 31.03.1998, 04.05.2001, 26.03.2002, 18.04.2003, 12.04.2004, 11.04.2005, 17.04.2006 tarihlerinde prim kesintilerinin yapıldığı, bunların dışındaki sürelerde ürün bedelinden prim kesintisi yapıldığına ilişkin dosyada belge bulunmadığı görülmüştür.
Mahkemece, prim kesintinin bulunduğu 01.03.1995-31.12.1995, 01.01.1998-31.12.1998, 01.01.2001-01.07.2006 tarihleri arasında verilen tespit kararı yerinde ise de; prim kesintisinin bulunmadığı 01.01.1996-31.12.1997 ve 01.01.1999-31.12.2000 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesinde belirtilen kayıtların bulunmadığı ve tarımsal faaliyet bu madde kapsamında kanıtlanamadığı halde, bu dönemin soyut tanık beyanı ve zabıta araştırmasına dayalı olarak kabul edilmesi yasaya uygun değildir.
Yapılacak iş, varsa davacıya 1996, 1997, 1999 ve 2000 yılarında ürün sattığı kişi veya kuruluşları açıklattırmak, bu kişi veya kuruluşlardan ürün bedelinden kesinti yapılıp yapılmadığını sormak varsa belgelerini getirtmek, ziraat odası ile pancar ekicileri kooperatifi kayıtlarındaki çelişkiyi gidermek, 2926 sayılı Yasa’nın 10. maddesine göre tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olan tarım satış kooperatifleri ve birlikleri, tarım kredi kooperatifleri ve birlikleri, P. E. İstihsal Kooperatifleri ile birliği, Türkiye Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankalar gibi kuruluşların belge ve kayıtlarını istemek verilecek cevaplara göre ve 2926 sayılı Yasa’nın 10 maddesinde belirtildiği üzere tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonuca ulaşmaktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucunda davacının 1996, 1997, 1999 ve 2000 yıllarında da tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.