MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 472 parsel sayılı 620,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak orman vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; dava konusu yerin dosya içinde mevcut 28.02.2012 tarihli rapor kapsamına göre 2/B arazisi kapsamı dışında olduğu, halen tapu kaydında orman vasfını koruduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Çekişmeli 472 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi bulunmakta olup, taşınmaz başında yapılan keşif sonrasında dosyaya sunulan 29.02.2012 havale tarihli fen bilirkişisi raporunda çekişmeli taşınmazın 2/B arazisi vasfında olmadığı belirtilmiştir. Tapu kaydı ve bilirkişi raporu çelişmekte olup, mahkemece bu çelişki giderilmeden hüküm kurulduğu gibi çekişmeli taşınmazla ilgili tespit 16.06.1995 tarihinde kesinleşmiş olmasına rağmen, çekişmeli 472 parselle ilgili güncelleme çalışması yapılıp yapılmadığı da araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde, doğru sonuca varabilmek için, öncelikle mahkemece çekişmeli taşınmaz hakkında güncelleme çalışması yapılıp yapılmadığı Kadastro Müdürlüğünden sorularak, güncelleme çalışması yapılmışsa güncelleme tutanağı ve varsa buna ilişkin askı ilan tutanağı veya güncelleme listesi getirtilerek dosya içine alınmalı, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmazın 3402 sayılı Yasa"ya 5831 sayılı Yasa"nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde kapsamında kullanım kadastrosuna ve güncelleme çalışmalarına konu olup olmadığı kesin olarak belirlenmeli, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kim tarafından ne zamandan beri, ne suretle sürdürüldüğü bilirkişi ve tanıklardan sorularak gösterilen sınırlar fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, çekişmeli taşınmaz hakkında güncelleme çalışmaları yapılmamış ise tespit tarihinden dava tarihine kadar Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olacağı hususu göz önünde bulundurulmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 07.04.2015 gününde oybirliği ile karar verlidi.