Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/14652
Karar No: 2016/7108
Karar Tarihi: 10.05.2016

Hırsızlık - kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/14652 Esas 2016/7108 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2015/14652 E.  ,  2016/7108 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hırsızlık, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü:
    I-Sanık ... hakkında müştekiler ... ve ..."ye yönelik hırsızlık suçu ile sanıklar ... ve ... hakkında ..."e yönelik hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
    Olay günü geceleyin saat 01.00 sıralarında, otobüsün bagaj kapağında uyumakta olan müşteki ..."ün, cebinde bulunan cep telefonunu çalan sanıkların eylemleri TCK"nın 142/2-b maddesinde yazılı bulunan suça uyduğu halde, sanıklar hakkında hüküm kurulurken aynı Yasa"nın 141/1. maddesi uygulanmak suretiyle eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; her ne kadar tebliğnamede, sanıklar hakkında müşteki ..."e yönelik hırsızlık suçundan neticeten hükmolunan 11 ay 20 gün hapis cezasının TCK"nın 50. maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceğinin tartışılmaması gerekçesiyle bozma talep edilmiş ise de, sanıkların eylemine uyan TCK"nın 142/2-b, 143 ve 62. maddelerinin doğru şekilde tatbiki halinde netice cezanın 1 yılın altına düşmeyeceği, bu halde sanıklar hakkında TCK"nın 50. maddesinin yasal olarak uygulanmasına olanak bulunmadığı, atıfet kuralı uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 04.03.2008 gün ve 2008/6-47 Esas, 2008/43 sayılı kararı ışığında, sanıkların yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkacak sonuçtan ikinci kez yararlandırılmasının hakkaniyete aykırı sonuçlar doğmasına, adalet ve eşitlik ilkelerinin sakatlanmasına yol açacağı değerlendirildiğinden, kaldı ki adli sicil kayıtlarına göre TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas hapis cezalarıyla mahkumiyet hükümleri bulunan sanıklar hakkında “yasal koşullar oluşmadığı” gerekçesi ile aynı Yasa"nın 50. maddesinde yazılı bulunan seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına dair takdir hakkının kullanılmasında, bir isabetsizlik bulunmadığı da görülmekle bu yönde bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; atılı suçların sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1-Kasten işlemiş oldukları suçlar nedeniyle hapis cezalarıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması ile ayrıca T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    2-Birlikte suç işleyen sanıklar hakkında ortak yapılan yargılama giderlerinin, payları oranında alınmasına karar verilmesi gerekirken, dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk nedeniyle; "TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların" hüküm fıkralarından çıkartılması ile yerlerine "TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına" ibarelerinin eklenmesi ile hüküm fıkrasından yargılama giderlerinin dayanışmalı tahsiline ilişkin bölümün çıkarılarak, yerine "82,15 TL yargılama giderinin sanıklardan sebebiyet verdikleri payları oranında ve eşit olarak tahsiline" ibaresi eklenmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II-Sanık ... hakkında müştekiler ... ve ..."ye yönelik hırsızlık suçu ile sanıklar ... ve ... hakkında uyuşturucu madde bulundurmak suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;
    Uyuşturucu madde bulundurma suçundan 10 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilen sanıklar hakkında TCK"nın 191/2 ve 6. bentlerinde yazılı bulunan ve özel düzenleme niteliğini taşıyan denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiş olması karşısında, sanıklar hakkında TCK"nın 50. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması gerekçe kılınarak bozma talep eden tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkumiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorik de olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. İhtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en temel amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir, o halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Her hukuk devletinde kabul edilen ve masumluk karinesi ile sıkı bir ilgisi bulunan şüpheden sanık yararlanır (in dubio pro reo) ilkesine göre yapılan ceza muhakemesinin sonunda fiilin sanık tarafından işlendiğinin yüzde yüz açıklığa ulaşmaması halinde mahkumiyet kararının verilemeyeceği, T.C. Anayasının 38/4. maddesi ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 11. maddesi, İnsan Hakları ve Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesi, Medeni ve Siyasi haklar sözleşmesinin 14/2. maddelerinde açıkça kabul edilmiş olup, bu ilkenin dayanağını, bir suçlunun cezasız kalmasının, bir masumun mahkum olmasına tercih edilmesi gerektiği esasının oluşturduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde;
    Dosya kapsamından; 18.08.2005 günü tespit edilemeyen bir vakitte, aynı otelin çalışanı olan müştekiler ... ve ..."nin birlikte uyudukları odaya girilerek, müşteki ..."nin yastığının altında bulunan cep telefonu ile odada bulunan ve müşteki ..."a ait olan içi eşya dolu valizin çalındığı, olayla ilgili tahkikat devam ederken, 19.08.2005 günü gece saat 01.00 sıralarında, otobüsün bagajında, bagaj kapağı açık şekilde uyumakta olan müşteki ..."ün üstünden cep telefonun çalındığı, müştekinin hemen uyanıp, baktığında iki erkek şahsın.... plakalı motosiklete binerek uzaklaştıklarını gördüğü, müşteki..."ın verdiği plaka ve eşgal bilgilerinden, aynı gece bir park içerisinde, ihbara konu motosikletin ve eşgale uyan sanıkların yakalandıkları, sanık ..."nin üst aramasında, bir gün önce müşteki ..."den çalıntı cep telefonu ile sanıkların yakalandığı yerin çevresinde kağıda sarılı halde kenevir bitki kırıntısının ele geçirildiği, müştekiler ... ve ..."den çalıntı eşyaların ise bulunamadığı, sanıkların aşamalarda atılı suçlamaları kabul etmedikleri, uyuşturucu kullanmadıklarını söyledikleri, yakalamayı yapan polis memuru tanıklar ....,..... n, mahkemede dinlenmelerinde, uyuşturucu maddeyi sanıkların üstünde ele geçirmedikleri, yere atarken de görmedikleri, yakalandıkları yerin 1-2 metre ilerisinde, yere atılı halde buldukları yolunda beyanda bulundukları, uyuşturucu kullanıp kullanmadıklarının tespiti açısından sanıkların adli rapora da sevk edilmedikleri görülmekle,
    1-Müşteki ..."den çalıntı cep telefonunun olaydan bir gün sonra sanık ..."nin üzerinden ele geçirildiği, sanık ..."in makul bir açıklama izah edemediği, dolayısıyla bu sanık yönünden müştekiler ... ve ..."ye yönelik hırsızlık eylemi sübuta ermiş ise de olaydan bir gün sonra bu kez müşteki ..."e yönelik birlikte işledikleri hırsızlık suçu nedeniyle sanık ... ile yakalanan sanık ..."in, müştekiler ... ve ..."ye yönelik hırsızlık suçunu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli derecede kesin ve somut nitelikte her türlü şüpheden uzak, inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanık ..."in, müştekiler ... ve ..."ye yönelik hırsızlık suçundan, atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    2-Tanıklar .....,...... ın, suça konu uyuşturucu maddeyi sanıkların üzerlerinde bulmadıkları, yere atılırken de görmedikleri yolundaki beyanları dikkate alındığında, sanıkların atılı suçu kabul etmedikleri ve uyuşturucu madde kullanıp kullanmadıklarının tespiti açısından adli rapor da aldırılmadığı gözetilerek, sanıklar ... ve ..."nin uyuşturucu madde bulundurma suçundan atılı suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kabule göre de,
    3-Sanıklar hakkında uyuşturucu madde kullanma bulundurma suçundan açılmış başka davalar olup olmadığının araştırılarak, açılan başka dava olmadığının veya sanıkların, temyiz incelemesine konu suçu, daha önce işledikleri suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemediklerinin anlaşılması halinde, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" kararı verilmesi gerekeceğinin gözetilmemesi,
    4-Kasten işlemiş oldukları suçlar nedeniyle hapis cezalarıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması ile ayrıca T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    5-Birlikte suç işleyen sanıklar hakkında ortak yapılan yargılama giderlerinin, payları oranında alınmasına karar verilmesi gerekirken, dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi