11. Hukuk Dairesi 2013/7416 E. , 2013/23526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/12/2012 tarih ve 2011/42-2012/311 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan dövize endeksli birikimli emeklilik poliçesi gereği olan aylık 100,00.-USD tutarındaki ödemeleri zamanında yaparak 01.12.2009 tarihinde emekliliğe hak kazandığını, davalı tarafından 16.02.1999 tarihli yazı ile ödemelerin süre sonunda topluca almak, birikimin bir kısmını alıp kalanını ömür boyu emeklilik maaşı olarak almak, davacının belirleyeceği bir süre için emekli maaşı almak şeklinde seçenekli olarak bildirildiğini, davacının birikimini toplu olarak değil, emekli maaşı olarak almak istediğini bildirmesine rağmen davalının hazineden gerekli iznin alınması konusunda çalışmaların devam ettiğini ve birikimin aylık maaş olarak ödenemeyeceğini söylediğini, poliçe süresinin 1 yıl daha uzatıldığını ileri sürerek, emeklilik alacağı olan 24.000,00 TL"nin ticari faizi ile hesaplanarak toplam bedelin aylık maaş olarak belirlenmesini, uğranılan manevi kayıpların telafisi ve manevi zararlara karşılık 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yıllık gelir sigortası sözleşmesinin mevcut hayat sigortası poliçesinin bir parçası olmadığını, vade sonunda düzenlenen ayrı bir sözleşme olduğunu, müvekkilinin TC Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü"ne 16.07.2010 tarihinde "Kesin İrat Ödemeli Hayat Sigortası Ürün Tasdik" başvurusunda bulunduğunu, davacı taleplerinin yerine getirilebilmesi açısından halen Hazine Müsteşarlığından ürün tasdikinin beklenmekte olduğunu ve bu durumun düzenli olarak davacıya bildirildiğini, yeni mevzuat yürürlüğe girmeden, tarife teknik esaslarına onay verilmediğini, bu zorunluluk nedeni ile müvekkilinin ürün tasdikini bekleme durumunda kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı tarafından emekli maaşı bağlanabilmesi için gerekli olan irat tarifelerinin onayı konusunda Hazine Müsteşarlığı"na başvurulduğu, henüz onaylanmış bir tarife bulunmadığından davacı talebinin yerine getirilemediği, dava tarihi itibariyle sadece toplu ödeme seçeneğinin mümkün olduğu, davalı tarafından henüz onaylanmamış bir tarifeye uygun olarak poliçe üretilip sigortalılara vaatte bulunulmasının sigortacılık ve basiretli davranma ilkelerine aykırı olmakla birlikte, Hazine Müsteşarlığından gönderilen tarife teknik esaslarının emeklilik "İrat Sigortası" koşullarını kapsamaması nedeniyle davacının kâr paylı birikim tutarının dava tarihindeki TL karşılığının ödenmesi gerektiği, yürürlükte bulunan mevzuat itibariyle davacının aylık ödeme konusundaki talebinin kabul edilemeyeceği, davalının eyleminin davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle; maddi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulüne (15.496,38.-USD"nin dava tarihindeki karşılığı olan) 23.802,44 TL"nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin, aylık ödeme isteminin ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının birikimli emeklilik poliçesi gereği birikiminin aylık maaş olarak belirlenmesini talep etmiş; yukarıdaki özetten de anlaşılacağı üzere davalı tarafından halen Hazine Müsteşarlığından ürün tasdikinin beklenmekte olduğu bildirilerek, davacının talebi yerine getirilmemiştir. Dosya içerisinde yer alan Hazine Müsteşarlığı yazısında; davalı sigorta şirketi tarafından, söz konusu tarife tasdikine ilişkin olarak başvuruda bulunulduğu, söz konusu başvurunun diğer sigorta şirketleri tarafından yapılan başvurularda olduğu gibi, irat ödemeli hayat sigortalarına ilişkin Müsteşarlık tarafından halihazırda yürütülmekte olan mevzuat çalışmaları nedeniyle bekletildiği, çalışmaların tamamlanmasını müteakip değerlendirmeye alınacağı, ancak, sigorta şirketleri tarafından, geçmiş yıllarda verilmiş olan irat sigortası vaatlerine ilişkin işlemlerin Müsteşarlıkta beklemekte olan tarife tasdik başvuruları ile ilişkilendirilmesinin isabetli bir uygulama olmadığı, zira söz konusu şirketlerin bu tarz yükümlülükler altına girerken o anda onaylı bulunan ve şirketin fenni teşkilat dosyasında yer alan bir tarifelerinin olması ve bu tarifeye istinaden sigorta sözleşmelerini oluşturmaları gerektiği, henüz onaylanmamış bir tarifeye istinaden poliçe üretilip sigortalılara vaatlerde bulunulmasının sigortacılık ve basiretli davranma ilkelerine de aykırılık teşkil edeceği, bu çerçevede sözü edilen sigortalı talebinin gerçekleştirilmesi, halihazırda şirketin fenni teşkilat dosyasında yer alan, ancak şirketin ihtiyarı ile pasif duruma alınmış tarife veya tarifelerin şirket tarafından aktifleştirilmesiyle mümkün olabileceğinden, söz konusu talebin gerçekleştirilmesine yönelik koşul olarak Müsteşarlığa yapılan başvurunun ileri sürülmesinin uygun olmadığı ifade edilmektedir. Yine; mahkemeye ibraz edilen birinci bilirkişi raporunda davalının, davacı sigortalıya karşı, sigorta poliçesi ve eki ile Protokolde yaptığı taahhütlerini yerine getirmedi, bu nedenle davacının emeklilik alacağına hak kazanarak davalıdan talep hakkına sahip bulunduğu; ikinci bilirkişi raporunda da davacı sigortalının poliçesinde yer alan hususlar, yazışmalar ve bilgilendirmeler çerçevesinde davalı şirketten emeklilik alacağına talep ve hak kazandığı kanaatleri bildirilmiştir. Böylece; davalı sigortacının sigorta poliçesi düzenlenirken verdiği taahhüdüne uygun olarak davacı talebini yerine getirme yükümlülüğünün bulunduğu kabul edilmelidir. Hazine Müsteşarlığı yazısı ile bilirkişi raporlarında gösterilen; davalı şirketten ve/veya Hazine müsteşarlığından davacı sigortalının talebinin gerçekleştirilmesi için poliçede yer alan taahhütleri karşılamak üzere o anda onaylı bulunan irat sigorta tarifeleri ile diğer gösterilecek belgelerin ibrazının, şirketin ihtiyarı ile pasif duruma alınmış irat sigorta tarife veya tarifelerinden birinin aktifleştirilmesinin sağlanması ile emekli maaşının irat tutarlarının hesaplanması, dava konusu edilen emeklilik maaşının tespiti için davacı itirazlarını da karşılar şekilde bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece mümeyyiz davacının sonuca etkili, ciddi ve esaslı itiraz noktaları üzerinde yeterince durulmadan, ek ya da yeni bir rapor alınması yoluna da gidilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın temyiz eden davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3- Bozma neden ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.