10. Hukuk Dairesi 2015/8807 E. , 2016/1794 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2012/364-2015/82
Dava, davacı murisinin fiili çalışmaya dayalı olmadığı gerekçesi ile bir kısım sigortalılık süresinin iptali ve giderek yaşlılık aylığı şartlarının yitirilmesi nedeniyle, kurumca yapılan aylık iptaline dair işlemin iptali ile murisin yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile kesilen aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ve kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafmdan düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dosyasından, 10.01.1961 doğumlu olan davacı murisinin, 28.09.2007 tarihli tahsis talebine istinaden 2829 Sayılı Yasa uygulanmak suretiyle son 7 yılda 1283 günün 506 Sayılı Yasa kapsamında geçmesi nedeniyle 506 Sayılı Yasanın geçici 81’inci maddesi uygulanarak 01.10.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, fakat 2005 yılı mart ayında çalıştığı işyerinin kurum müfettiş raporları ile vergi kayıtlarına dayalı olarak 28.02.2005 tarihi itibariyle faliyetine son verdiğinin anlaşılması nedeniyle bu tarihten sonra bildirim yapılan sürelerin fiili olmadığı gerekçesi ile 06.09.2012 tarihli Kurum işlemi ile aylığın başlangıcından iptali ve davacıya murisin (24.08.2010) ölüm tarihi dikkate alınarak aylık şartlarını kaybetmesi nedeniyle aldığı aylıklar bakımından 01.10.2007–23.09.2010 tarihleri arasında borç tahakkuk ettirilmesi nedeniyle, eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece dinlenen tanık beyanları ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, verilen kararın davalı kurumca iptal edilen 30 günlük dönem yönünden murisin çalışmalarının fiili olup olmadığının tespiti bakımından eksik araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki davada, öncelikle, işyerinin Şubat 2005 tarihi itibari ile kapsamdan çıkartılması ve verilen bordroların işleme alınmamasına karar veren davalı kurumca davadışı işveren ve bildirimleri yapılan sigortalılar hakkında cezai soruşturma veya kamu davası açılıp açılmadığı hususunun belirlenmesi gereklidir. Şayet ceza davası açılmış ve karar kesinleşmiş ise 6098 Sayılı Türk Borçlar kanunu"nun 74. maddesi gereğince Hukuk Mahkemesinde de maddi olguların kesinleşen kararda belirlendiği şekliyle esas alınması zaruridir. Ayrıca, iptal edilen dönemlerde kurum raporuna göre kurumca sigortalı olarak çalıştığı kabul edilen kişilerin olup olmadığı irdelenmeli, var ise bu kişilerin beyanları alınmak suretiyle davalının çalışmalarının fiili olup olmadığı tespit edilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı ve somut olay bakımından dinlenen tanık beyanları arasındaki bariz çelişkiler giderilmeli, alınan beyanlarda davacının murisinin işyerinde şöför olarak çalıştığının belirtilmesi karşısında, hangi araçla taşıma yaptığı, taşıma nedeniyle sevk irsaliyelerinin veya teslim tesellüm makbuzlarının bulunup bulunmadığı, plaka numarası ve bu araç hakkında davacının murisi adına trafik cezalarının ve benzeri şekilde delil oluşturabilecek yazılı belgelerin bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması, yine davacı tarafça sunulan faturada görünen Günay 2000 ünvanlı temizlik işyerinin adresi ile kurumca denetim yapılan işyerleri adreslerinin farklılık nedenleri üzerinde durularak, davadışı işverenin faaliyetlerinin tüm işyerleri bakımından hangi tarihe kadar devam ettiğinin belirlenmesi açısından emniyet aracılığıyla, kuruma davacının bildirimlerinin yapıldığı işyerlerinin adresleri dikkate alınarak yapılacak belirleme sonrasında davacı murisinin çalışmalarını bilebilecek konumda bulunan ve kanaat getirmeye yeterli sayıda komşu işyerlerinden tespit edilecek tanıkların beyanlarına başvurulmalı ve hâsıl olacak sonuca göre davacı murisinin aylık şartlarına haiz olup olmadığı hususları belirlenikten sonra bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.