Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/12484
Karar No: 2016/11879
Karar Tarihi: 08.12.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/12484 Esas 2016/11879 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/12484 E.  ,  2016/11879 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; varis olarak kendi adlarına... ilçesi 6104 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın tam maliki iken .... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/134 Esas 2006/341 Karar (2007/262 E. 2007/35 K.) sayılı mahkeme kararı ile taşınmazın bir kısmının tescil harici bırakıldığını, davaların Hazine tarafından açıldığını ve 07/08/2008 tarihinde kesinleştiğini, taşınmazın tapu sicilinin özel mülkiyete konu yermiş gibi tescili sağlandığı ve güvenilen tapu sicil kaydı ile mülkiyet nakillerine sebebiyet verilerek, mülkiyet sahibi olduklarını, daha sonra Hazinenin tapu iptali davası açarak tapu kaydının iptaline sebep olması nedeniyle mülkiyet haklarının sona erdirildiğini, zarara uğramaları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.- TL"nin davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline, karar verilmesini istemiş, davayı belirsiz alacak davası olarak açmış ve sadece peşin harç yatırmıştır.
    Davacı vekili 28/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesinde belirtilen tazminat miktarını 319.160,00.- TL artırarak toplam 329.160,00.- TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ancak ıslah harcını da yatırmamıştır.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen taşınmazın Kıyı Kanunu hükümleri gereğince dava konusu edilmiş ve kıyı şeridi içerisinde kaldığı belirlenen kısımlarının tapusunun iptali ile tescil harici bırakıldığını, 3402 sayılı Kadastro Kanununun Kamu Malları tanımı yapan 16.maddesi uyarınca davaya konu taşınmazın açıkça başından beri Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, ayrıca davacılar tarafından açılan davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreler geçtikten sonra açıldığını, öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden, aksi halde esastan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; 329.160,00.- TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islahın kısmen veya tamamen olduğuna bakılmaksızın taraflar aynı davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir. Ancak ıslah işlemi harca tabi bir işlem olup ıslah edilen husus değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir.
    492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz” hükmü yer almaktadır. Bu kanunî düzenleme gereğince ıslah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.12.2013 gün ve 2013/21-445 Esas - 2013/1625 sayılı kararında da bu görüş benimsenmiştir.
    Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde 10.000.-TL tazminat talep etmiş, 28/05/2015 tarihli dilekçe ile;tazminat talebini 329.160,00 -TL’ye arttırmış ise de; ıslah harcını ve dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden nisbi harcı yatırmamıştır. Buna göre mahkemece, ıslah harcını ve dava dilekçesinde belirtilen değerin nisbi harcını tamamlamak üzere davacılara süre ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına 08/12/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi