Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/16464
Karar No: 2007/19688

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/16464 Esas 2007/19688 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/16464 E.  ,  2007/19688 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Isparta Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    Tarih               :  30.5.2007
    No                   :  193-455   
                           
    Davacı   27.4.1973-30.12.2002 tarihleri arası  Bağ-Kur sigortalılık süresinin devamı ile yaşlılık aylığı  almaya hak kazandığının tesbitine    karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf  vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
     
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
    2-Dava, davacının 27.4.1973-30.12.2002 tarihleri arasında  zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 30.12.2002 tarihi itibariyle tahsise hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozma ilamı üzerine Sosyal Sigortalar Kurumu da davaya dahil edilerek, davacının 27.4.1973-30.12.2002 tarihleri arasında  zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, fazla istemin reddine karar verilerek istemin kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır: 
    Davacının, 27.4.1973 tarihinde, meslek kuruluşuna kayıtlı olması nedeniyle 27.4.1973 tarihi itibariyle zorunlu Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edildiği , 27.4.1973-30.11.1973; 20.4.1979-31.12.1991 tarihleri arasında, nakliyecilik işi nedeniyle Meslek Odası kaydı; 10.5.1985-25.2.2000 tarihleri arasında devam eden Esnaf Sicil kaydı ve 26.2.1980-19.11.1980; 1.5.1981-31.5.1988 ve 4.3.1989-31.12.1989 tarihleri arasında inşaat ustalığı işi nedeniyle vergi kaydı bulunmaktadır. Öte yandan davacının 1.12.1980-25.9.1996 tarihleri arasında  Bağ-kur zorunlu sigortalılığı ile çakışan Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi zorunlu (aralıklı) sigortalılığı ve 1.2.2000- 1.8.2000 tarihleri arasında da 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalılığı mevcuttur. Davacı Davalı Bağ-kur, 2000 yılındaki işlemiyle, 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığı süreleri dışlayarak davacıyı, sadece  27.4.1973-30.11.1973; 20.4.1979-30.11.1980; 7.12.1980-9.3.1981 ve 1.8.1981-20.4.1982 tarihleri arasında zorunlu Bağ-kur sigortalısı saymışken, 25.10.2002 tarihli yazısında bildirdiği gibi, davacının inşaat ustalığı nedeniyle vergi kaydının tescile esas vergi kaydı olamayacağı gerekçesiyle zorunlu Bağ-kur tescil kaydını başından itibaren iptal etmiştir. Davacının, 1973 yılında 1 kez, 1993 yılında 1 kez, 2000 yılında 2 kez, 2001 yılında 5 kez, 2002 yılında 4 kez yaptığı prim ödemeleri dışında Bağ-kur’da prim ödemesinin bulunmadığı da davacının Bağ-kur dosyasındaki 12.08.2002 tarihli prim ekstresinden anlaşılmakta ise de, ödenen bu primlerin geçmişe dönük olarak ödenip ödenmediği, geçmişe dönük olarak ödenmişse, hangi dönemi kapsadığı anlaşılamamaktadır. Öte yandan Bağ-kur’un 11.5.2007 tarihli cevabi yazısına göre  belirtilen prim ödemelerine rağmen davacının 27.4.1973-31.7.2002 dönemine ait mevcut prim borcu 11.198,47 YTL’dir.
    Bozma ilamımızda da belirtildiği gibi, davacının meslek kuruluşu kaydı ile kendi nam ve hesabına çalışması göz önünde tutularak 27.4.1973 tarihinde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ve bu sigortalılığının 30.11.1973 tarihine kadar devam ettiği  tartışmasızdır. Ancak davacının 30.11.1973-20.4.1979 ve 15.2.2000-31.7.2002 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için aranan vergi, oda veya sicil kaydından hiç biri bulunmadığından bu dönemde  zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olabilmesi bu dönemlere ait primlerin, geriye dönük olarak tahsil edilip edilmediği, tahsil edilmiş ise, tam olarak hangi dönemi kapsadığı davalı Kurumdan sorulup saptanmak; bu primler uzun yıllar kullanılmış ise, davacıya sosyal güvenlik yönünden ümit verildikten sonra, anılan dönemlerdeki sigortalılığın iptal edilmesi Medeni Kanunun 2.maddesinde öngörülen genel iyiniyet kuralı ile bağdaşmayacağı  ve  kazanılmış hakları ortadan kaldırmak anlamına geleceği için, davacının bu dönemde de zorunlu Bağ-kur sigortalısı sayılması gerekirken ve özellikle 15.2.2000-31.7.2002 tarihleri arasındaki dönemde yapılan prim ödemelerinin geçmişe yönelik ödenip ödenmediği araştırılmadan davacının 30.11.1973-20.4.1979 ve 15.2.2000-31.7.2002 tarihleri arasında isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup  bozma nedenidir.
    20.4.1979-25.2.2000 tarihleri arasındaki dönemde ise, davacının meslek odası ve esnaf sicil kaydı bulunmakla birlikte, 1.12.1980-25.9.1996 tarihleri arasında  Bağ-kur zorunlu sigortalılığı ile çakışan Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi zorunlu (aralıklı) sigortalılığı da bulunmaktadır.
    Sosyal Güvenlik Sisteminizde çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmıştır. Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunundaki birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla Sosyal Güvenlik Kurumuna tabi olması yasaklanmış, sigortalının önceden başlayarak devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanınarak, çatışan sigortalılık sorunu çözüme ulaştırılmıştır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumuna girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 3. madde I-(F) bendinde “ Kanunla Kurulu Emekli Sandıklarına aidat ödemekte olanların”, (K) bendinde “ herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası’nın 24. madde I.II. fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başka bir Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir.
    Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere iki sigortalılığın bir arada bulunması halinde asıl olan, önceden başlayarak devam eden sigortalılıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-389 – 430 sayılı ve 29.06.2005 günlü Kararı ile 2001/21-627-659 sayılı ve 03.10.2001 günlü kararlarında da bu husus açıkça belirtilmiştir. Somut olayda, anılan dönemde meslek odası ve esnaf sicil kaydı bulunan ve önceden başlayıp devam ede gelen sigortalılığı Bağ-kur’da bulunan davacının, davadaki isteminden 10.4.1979-25.2.2000 tarihleri arasındaki zorunlu Bağ-kur sigortalılığı için Bağ-Kur’a prim borcunu ödeme isteğinin bulunduğu sonucu çıktığından, talebi de gözetildiğinde, anılan dönemde zorunlu Bağ-kur sigortalısı sayılması gerektiği açıktır. 
    Yapılacak iş, davacının  30.11.1973-20.4.1979 ve 15.2.2000-31.7.2002 tarihleri arasındaki dönemlere ait primlerin, geriye dönük olarak tahsil edilip edilmediğini, tahsil edilmiş ise, tam olarak hangi tarihte ödenen primlerin hangi dönemi kapsadığı davalı Bağ-kur’dan sorulup saptanmak; bu primler tahsil edilip uzun yıllar kullanılmış ise, bu dönemde davacıyı zorunlu Bağ-kur sigortalısı saymak, özellikle 15.2.2000-31.7.2002 tarihleri arasındaki dönemde ödenen primlerin geçmişe dönük ödenmediği saptanırsa, bu döneme ilişkin isteğe bağlı sigortalılığı karşılayıp karşılamadığını araştırmak, karşılıyor ise bu dönemde davacıyı isteğe
    bağlı Bağ-kur sigortalısı saymak;  27.4.1973-30.11.1973 ve 20.4.1979-25.2.2000 tarihleri arasındaki dönemde ise davacının zorunlu Bağ-kur sigortalısı olduğunun kabulüne karar vermek ve tahsis koşullarının oluşup oluşmadığını buna göre tartışıp değerlendirmekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve  hukuki  olgular  gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde  hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup  bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde  davacıya iadesine, 1.11.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi