3. Hukuk Dairesi 2013/1088 E. , 2013/2909 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacılar dava dilekçesinde; davalıların öz çocukları olduğunu, yaşlı ve hasta olduklarını, 300 TL kira ödediklerini, sakatlık maaşı aldıklarını, sosyal güvencelerinin bulunmadığını, çocuklarının aylık gelirlerinin iyi olduğunu, kendilerine destek olmadıklarını belirterek her bir davalı için 300 TL olmak üzere 1200 TL nafakaya karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalılardan ....duruşmada; karara saygılı olduklarını belirtmişler; davalı ... duruşmada; belediyenin bakmasının iyi olacağını söylemiş, davalı ... ise, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
TMK."nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür".
TMK."nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir"düzenlemesi yeralmaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir.
Kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anılan yasa maddesinde sayılan kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Nevarki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK. 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; davacıların ve davalıların tamamının ekonomik sosyal durumlarının; gelir kaynakları ve giderlerinin araştırılmadığı, anlaşılmaktadır. Araştırma yapılan tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, davalıların gelir durumu, mirasçılıkta da aynı sırada yeralan dava dışı kardeşlerinde (davalıların kardeşleri; davacıların çocukları) nafakaya katılma yükümlülüğü nazara alındığında hükmedilen nafaka miktarı fazla olup, TMK. 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun görülmemiş ve bu husus bozmayı gerektirmiştir.
O halde, mahkemece yapılacak iş; tarafların ekonomik sosyal durumları ayrıntılı olarak araştırılarak alınacak cevap doğrultusunda; davacıların giderleri ile nafaka yükümlülerinin gelirleri ile orantılı şekilde dava dışı kardeşlerinde (davacıların diğer çocukları) davacıların masraflarına katlanma yükümlülüğü dikkate alınarak hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun bir nafakaya hükmetmek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.