3. Hukuk Dairesi 2013/88 E. , 2013/2930 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde 63.371,00 TL tazminatın (ıslahen 68.578,00 TL) faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dava dilekçesinde; 16.07.2010 tarihinde.... ilçesi, .... mezrası arasında anız yangını meydana geldiğini, yangın sırasında müvekkiline ait 200 ton saman, 5 sıralı mısır hasat tablasının, ... biçer döver makinasının ön ve arka teker lastiklerinin ve iki adet römork lastiğinin, 3 gözden oluşan toplam 125.12 m2 alana sahip ahırın tamamen yandığını, delil tespiti dosyasında müvekkilinin zararının 63.371,00 TL olduğunun tespit edildiğini belirterek 63.371,00 TL tazminat ile tespit masraflarının davalıdan tahsiline karar verilmesini vekaleten talep etmiş; 16.12.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile biçer döverle ilgili tazminat talebini 37.473,00 TL"den 38.640,00 TL"ye; ahırla ilgili tazminat talebini 10.948,00 TL"den 14.938,00 TL"ye çıkartmıştır.
Davalı cevap dilekçesinde; elektrik direğinin üzerinde bulunan trafodan kaynaklanan arıza nedeniyle yangının çıktığı iddiasını kabul edilemez olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek, biçer döverle ilgili olarak 38.640,00 TL tazminatın; ahırla ilgili olarak 14.938,00 TL tazminatın; yanan samanla ilgili olarak 9.932,70 TL tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; davalıya ait elektrik tesisinden kaynaklanan yangın nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Somut olayda davacı taraf zarara neden olan yangının davalıya ait trafodan çıktığını iddia etmiştir.
Uyuşmazlık, yangının davalıya ait elektrik tesisinden çıkıp-çıkmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlüdür. HMK"nın 190. maddesi gereği "ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden somut olayda; yangının nasıl çıktığını bilen ve görenin olmadığı anlaşılmaktadır.
Olay yeri inceleme raporunda; yangının "muhtemelen" havanın rüzgarlı olması nedeni ile elektrik tellerinin birbirine temas etmesi sonucu şase yaptığı ve yangının trafo bölgesinden çıkarak arazinin tamamının anız olması nedeni ile rüzgarında etkisi ile hızla ilerlediğinin tespit edildiği ifade edilmektedir.
Elektrik-Elektronik Mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan 27.09.2010 tarihli raporda; yangının meydana geldiği iddia olunan arazide alçak ve yüksek gerilim taşıyan enerji nakil hattı tesis edildiği, seksiyoner direğinde hatalı çıkış olduğu, alçak ve yüksek gerilim hatlarının aynı direklerde taşınıp çok sağlıksız bir tesisatın bulunduğu, yangının buradan çıkmış olmasının "muhtemel" olduğunun rapor edildiği anlaşılmaktadır.
Elektrik-Elektronik Mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan 03.06.2011 tarihli raporda ise; "Dosya içerisindeki görgü tanığı ifadeleri ve jandarma tutanağı ve 27.09.2010 tarihli bilirkişi raporu dikkate alındığında, keşif sırasında direkler üzerindeki iletkenlerin gevşek olduğu da düşünüldüğünde bu yangın, gevşek olan iletkenlerin birbirine çarpması sonucu ark meydana gelmiş ve kuru otlar üzerine kıvılcım düşmesi sonucu yangın meydana gelmiştir"denilmektedir.
Mevcut delil durumuna göre davacı taraf yangının davalıya ait elektrik direğinden çıktığını ispatlayamamıştır.Yukarıdaki usul hükümleri gözetildiğinde sadece ihtimal hesabına dayanarak hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak davalının sorumluluğuna gidilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiş, bu husus kararın bozulmasını gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.