Esas No: 2021/19071
Karar No: 2022/6762
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/19071 Esas 2022/6762 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2021/19071 E. , 2022/6762 K."İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık ... hakkındaki Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli, 2011/335 esas ve 2012/237 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 01/11/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli ... hakkında, 12/05/2011 tarihinde işlediği uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığının 21/07/2011 tarihli, 2011/2123 soruşturma, 2011/851 esas ve 2011/197 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Bitlis Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
2- Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 19/04/2012 tarihli, 2011/335 esas ve 2012/237 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3 ve 62. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis ve 4.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın sanığın temyizden feragat etmesi nedeniyle Dairemizin 26/03/2013 tarihli, 2012/24617 esas ve 2013/2825 sayılı ilamı ile hükmün incelenmesine yer olmadığına karar verilerek kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 188/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis ve 4.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmalarına dair Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli, 2011/335 esas ve 2012/237 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında yer alan, “(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. (3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme ile, sanığın 20/09/2011 tarihli celsede müdafii istemediği ve savunmasını kendisinin yapacağı şeklindeki beyanı üzerine sanık müdafii bulunmaksızın savunması alınmaksızın karar verilmiş ise de benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 17/11/2020 tarihli, 2019/1067 esas ve 2020/7624 sayılı ilamında belirtildiği üzere uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçunun cezasının alt sınırı itibariyle zorunlu müdafii tayinini gerektirdiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli, 2011/335 esas ve 2012/237 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Sanık ... hakkında, 12/05/2011 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli, 2011/335 esas ve 2012/237 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 188/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 4 yıl 2 ay hapis ve 4.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 150. maddesinin 2 ve 3. fıkralarında yer alan, “(2) Müdafii bulunmayan şüpheli veya sanık; çocuk, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz ise, istemi aranmaksızın bir müdafi görevlendirilir. (3) Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmada ikinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihi itibarıyla sanığın üzerine atılı suçun cezasının alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayininin gerekmediği, 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 188/3. maddesinde yapılan değişiklikle hapis cezasının alt sınırının on yıl hapis cezası olarak değiştirildiği, sanığın savunmasının alındığı tarih olan 20/09/2011 tarihinde ve karar tarihi olan 19/04/2012 tarihinde 6545 sayılı Kanun’un yürürlükte bulunmadığı ve cezanın alt sınırı itibarıyla zorunlu müdafi tayinini gerektirmediği, bu nedenle kararda hukuka aykırılık bulunmadığı, kanun yararına bozma incelemesinin, incelemeye konu karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine aykırılık yönünden yapılabileceği anlaşıldığından kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
D-) Karar:
Açıklanan nedenlerle; Bitlis Ağır Ceza Mahkemesinin 19/04/2012 tarihli, 2011/335 esas ve 2012/237 sayılı kararına ilişkin kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 25/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.