MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, ..."in eşi ve küçük çocukları ... ile ..."in babası..."in 16/09/2012 günü desteğin kullandığı araca davalıların sürücü ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu desteğin vefat ettiğini, kazanın oluşumunda davalı ..."nın tam kusurlu olduğunu belirterek her bir davacı için ayrı ayrı 10.000,00 TL olmak üzere toplamda 30.000 TL maddinin tüm davalılardan, davacı ... için 100.000,00 TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000 TL manevi tazminatın davalı ...’dan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davacı tarafın davasının maddi tazminat yönünden zararları karşılanıp konusuz kaldığından bu konuda esastan karar verilmesine yer olmadığına, davacıların manevi tazminat yönünden davalarının kısmen kabul ve kısmen reddi ile davacı ... için 10.000,00 TL davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 4.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/09/2012 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı ..."ten alınarak davacılara verilmesine, davacıların geri kalan kısma yönelik taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulüyle davacılar için takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 05.10.2017gününde oybirliğiyle karar verildi.