15. Ceza Dairesi 2016/3622 E. , 2018/7662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan beraat
Nitelikli dolandırıcılık suçundan TCK"nın 158/1-e son, 43/1, 168/2, 62, 52, 53/1-3 maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili ve sanık müdafi tarafından, resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, sahte polis kimliği tanzim ederek EGO otobüsüne binmek suretiyle resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1- Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Belgenin aldatma kabiliyeti olmaması nedeniyle sanığın beraatine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Somut olayda, sanığın tanzim ettiği sahte polis kimliğinin aldatıcılık özelliği bulunmadığı ve karşı tarafın denetim imkanının elinden alınmadığı, bu şekilde otobüs şoförünün yaptığı denetim ile belgenin sahteliğini tespit ederek sanığın haksız menfaat temin etmesini engellediği, böylelikle, sanığın denetim imkanını ortadan kaldıracak mahiyette hileli bir eyleminin bulunmadığı anlaşıldığından, suçun kanuni unsurlarının oluşmadığı ve sanığın beraatine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 06/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.