Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/103
Karar No: 2020/1315

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/103 Esas 2020/1315 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2020/103 E.  ,  2020/1315 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Boşanma

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında yapılan yargılaması sonucu verilen hüküm; davalı kadın tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 11/09/2018 tarih, 2016/21849 esas, 2018/8933 karar sayılı ilamı ile "Davalı kadın, 10.12.2014 tarihli cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış tanık isim ve adreslerini de bildirmiştir. Davacı kadının bildirdiği tanıklardan ikisi dinlenilmiş, tanık ... dinlenilmemiştir. Davacı, bu tanığın dinlenmesinden açıkça vazgeçmediğine ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 241. maddesindeki koşullar da gerçekleşmediğine göre, davalı tanığının usulüne uygun şekilde dinlenilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şeklide hüküm kurulması," gerekçesi ile karar bozulmuş, bozma sonrası mahkemece bozmaya uyulmasına karar verilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği, yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru olmadığı gibi boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya da gerek yoktur. Daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m. 166/2).
    Somut olaya gelince; mahkemece kadına kusur olarak yüklenen " çok asabi ve sinirli olduğu, ev işlerini ihmal ettiği, baskıcı bir yapıya sahip olduğu," vakıasına yönelik tanık beyanlarının soyut, duyuma dayalı, Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu anlaşılmaktadır. İspat edilemeyen vakıalar taraflara kusur olarak yüklenemez. Diğer yandan ilk derece mahkemesince davacı erkeğe "2 yıl önce evi terkederek Kayseri"ye yerleştiği, çocukla ilgilenmediği, internette zaman geçirdiği" kusur olarak yüklenilmiş ve erkek tarafından temyiz talebinde bulunmayarak kendisine yüklenilen kusurları kesinleşmiştir.
    Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davacı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup davalı kadına atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.02.2020 (Çrş.)












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi