3. Hukuk Dairesi 2013/881 E. , 2013/3001 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil, ıslah ile 25.000 TL alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı vekili dilekçesinde, dava konusu taşınmazın, davalıların murisleri olan ....adına kayıtlı iken onun ve eşi olan ...."nun ölümüyle davalılara hisseleri oranında miras kaldığını, davalı ..."nun .... Noterliğinin 13.11.2000 tarih ve 10023 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayri menkul satış vaaadi senedi ile 2/16 hissesini 500 TL karşılığında davacıya sattığını, davacının parasını verdiğini ve 31.12.2002 tarihinde kadar da ferağ takdirini vereceğini beyan etmesine rağmen vermediğini, diğer davalı ..."ın ve ..."ın 1/16"şar hissesini .... noterliğinin 03.05.2000 tarih ve 3411 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayri menkul satış vaadi senedi ile 200 TL karşılığında davacıya sattıklarını, davacının paralarını verdiğini ve 31.12.2005 tarihinde kadar da ferağ takdirini vereceklerini beyan etmelerine rağmen vermediklerini beyan ederek, tapu iptali tecil, olmadığı takdirde 25.000 TL. alacağın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan .... savunmasında; davacı ile aralarında sözleşme yapıldığını, ancak, satış bedelini davacının ödemediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile toplam 4176 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm sadece davalılardan .... tarafından temyiz edilmiştir.
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen ve alacaklısına kişisel hak sağlayan sözleşmelerdendir.
Dava konusu olayda davalılar; .... Noterliğinin 13.11.2000 tarih, 10023 yevmiye numaralı ve 03.05.2000 tarih, 3411 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleriyle davacıya taşınmazdaki hisselerini satmışlardır.
Davacı ile davalılar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmeleri kanunun öngördüğü resmi şekilde düzenlendiği için geçerlidir. Tam iki tarafa borç yükleyen bu sözleşmelerde edimini yerine getiren taraf, karşı taraftan da edimini yerine getirmesini isteyebilecektir.
Taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde, satış bedelinin davacı tarafından ödendiği açıkça belirtilmektedir. Bu durumda, satış bedelinin ödenmediğini savunan davalı tarafın, bu savunmasını aynı nitelikteki yazılı delil ile ispat etmesi gerekecektir. Davalı taraf bu savunmayı ispat edemediğine göre, artık davacı tarafından satış bedelinin ödendiğinin kabulü zorunludur. Bu durumda davacı taraf satış bedelini ödeyerek sözleşmeden doğan edimini yerine getirdiğine göre, karşı taraftan da edimini yerine getirmesini isteme hakkını kazanmış olmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde davalılar tarafından davacı aleyhine men"i müdahale ve ecrimisil talepli davanın açılıp, kabulüne karar verildiği ve bu kararın 26.04.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Kesinleşme tarihi itibariyle davalı satıcıların sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmesi imkansız hale gelmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının taşınmazı satın alma şansının kalmadığı, men"i müdahale davasının dava tarihinden bu dava tarihine kadar denkleştirici adalet ilkesi gereği davacının ödediği bedeller hesaplanmış ve bu hesaplamaya göre mahkemece karar verilmiştir.
Ancak, geçerli bir sözleşme (gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi) ile satın alınan taşınmazın, men"i müdahale davasının kesinleştiği tarihte ifasının imkansız hale geldiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının ifanın imkansız hale geldiği tarihteki dava konusu taşınmazın rayiç değerinin herbir davalıdan kendi payı oranında isteyebileceğinin kabulü gerekir.
Öyle ise mahkemece; taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği 26.04.2007 tarihi itibariyle rayiç bedel belirlenip, bu bedel üzerinden (herbir davalının payı oranında) davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise; her bir davalının ayrı ayrı yaptıkları gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile kendilerine ait hisselerini davacıya devrettiklerinin anlaşılması karşısında, her davalının kendisinin tahsil ettiği satış bedelinden sorumlu tutulması gerekirken, alacağın tamamından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları da doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.