12. Ceza Dairesi 2016/9493 E. , 2016/13539 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Karar Tarihi : 02.12.2015
Taksirle öldürme suçundan şüpheliler ... haklarında yapılan soruşturma sonucunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/11/2015 tarihli ve... soruşturma, ... sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Mersin 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/2015 tarihli ve ... değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, soruşturma dosyası kapsamına göre Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 19/03/2014 tarihli ve ... karar sayılı raporunda maktülün ölüm sebebinin atoni sonucu olduğunun belirtildiği, her ne kadar Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunun 26/08/2015 tarihli ve ... karar sayılı raporunda ...’in ölümü ile ilgili olarak takip ve tedaviye katılan hekimlerin ve yardımcı sağlık personelinin kusurlarının bulunmadığının bildirildiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmışsa da, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 05/09/2013 tarihli ve..., esas, ... karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere taksirle işlenen suçlardan dolayı kusurluluk değerlendirmesi ancak mahkeme hakimi tarafından yapılabileceği, kusurun belirlenmesi normatif bir değerlendirmeyle mümkün olmakla birlikte, konunun teknik bilgiyi gerektirmesi, hakimin hukuk bilgisiyle sorunu çözemeyeceği durumlarda, bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde dahi, bilirkişinin inceleme yetkisi kusurlulukla ilgili olmayıp, işin tekniği ve norma aykırı davranışın belirlenmesi ile sınırlı olacağı, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil, delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamak suretiyle bilirkişi raporlarına itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkına haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hakimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte, bu yöndeki bir değerlendirmenin de hakimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığı, somut olayda 1. İhtisas Kurulu"ndan alınan raporda kişinin ölümünün endoskopik üreter taşı ameliyatında oluşan renal ven perasyonuna bağlı iç kanama sonucu meydana geldiği belirtilmiş ise de, bu hususta Adlî Tıp Genel Kurulu"ndan rapor alınmadığı gibi, 5271 sayılı Kanun"un 67. maddesinin beşinci fıkrası gereğince ilgililerin itirazlarının bildirilmesi için istemde bulunabilmelerini sağlamak üzere söz konusu Adli Tıp Raporunun tebliğ edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, maktülün ölümü konusunda Yüksek Sağlık Şurası da dahil olmak üzere üniversitelerin tıp fakülteleri veya eğitim veren devlet hastanelerinden de görüş alınarak soruşturmanın buna göre sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 16.06.2016 gün ve 418 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2016 gün ve ...sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Tüm dosya kapsamının incelenmesinden kişinin ölümünün endoskopik üreter taşı ameliyatında oluşan renal ven yaralanmasına bağlı iç kanama sonucu meydana geldiği, olayda kusuru bulunanların tespiti amacıyla yazılan yazılar sonucunda Adli Tıp 1.İhtisas Kurulu’nun 26.08.2015 tarihli ... karar sayılı raporunda kişiye 08.07.2014 tarihlerinde yapılan tetkikler sonucu uygun tanı konulduğu, ameliyat endikasyonun yerinde olduğu, ameliyatın uygun teknik ile yapılmış olduğu, ameliyat sonrası uygun takip ve tedavisinin yapılmış olduğu, ameliyat esnasında oluşan renal ven yaralanmasının ameliyatın bir komplikasyonu olduğu, ameliyat öncesinden itibaren ateş, nabız, solunum ve kan basıncı takiplerinin düzenli aralıklarla yapılmış olduğu ve bunlarda bir özellik görülmediği cihetle kişinin takip ve tedavisine katılan hekimlere ve yardımcı sağlık personeline atfedilecek kusur bulunmadığının mütalaa olunduğu, bu sebeple Mersin 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 02/12/2015 tarihli ve...değişik iş sayılı kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından; bu karara yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.