20. Hukuk Dairesi 2016/8631 E. , 2016/12083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesidavacı Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ... köyü, 193 ada 2 parsel sayılı 3798 m² yüzölçümündeki tarla nitelikli taşınmaz, yörede 2012 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan çalışmalarda 1387 ada 2 parsel adı altında 3740.57 m² yüzölçümü ve tarla niteliğiyle işlem görmüştür.
Orman Yönetimi, süresi içinde Kadastro Mahkemesinde açmış olduğu davada yenileme çalışmaları sırasında orman sınırına tecavüz edildiğini ileri sürerek, taşınmazın kısmen kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan bölümüne ait uygulamanın iptaliyle orman niteliğinde Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece kadastro mahkemesi görevinin teknik çalışmaları kapsayan yenileme işleminin kanun ve yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığının araştırılmasından ibaret olduğu, bu tür davalarda tapu siciline geçmiş veya geçmemiş mülkiyet ve mülkiyete ilişkin hakların inceleme konusu yapılamayacağı gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm Orman Yönetiminin temyizi üzerine Dairenin 19/12/2013 gün 2013/7446 E. - 11856 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında kararında özetle; "Dava dilekçesinden davanın mülkiyet hakkına ilişkin mi yoksa 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işlemine yönelik mi veyahut her iki istemi de birlikte içerip içermediği anlaşılamadığı, davacı Orman Yönetimi vekiline dava dilekçesi açıklattırılıp, davanın sadece 22/2-a bendi uyarınca yapılan kadastro paftalarının yenilenmesi çalışmasına itiraza ilişkin mi veya mülkiyete ilişkin mi olduğu yahut her iki istemi de birlikte içerip içermediği belirlenmeli, davanın sadece mülkiyete ilişkin olması halinde, mahkemece, başkaca araştırma yapılmadan görevsizlik kararı verilmeli; yalnızca paftaların yenilenmesi işlemine itiraz veya her iki isteme de yönelik olduğu belirlendiği takdirde ise, yapılan çalışmanın 3402 sayılı Kanunun 22/2. madde (a) bendiyle, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Düzeltmelerin Yapılmasında Uyulacak Usûl ve Esaslara İlişkin 29.11.2006 gün ve 26361 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yönetmelik hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı saptanmalı, bu konuda bilirkişiden bilimsel verileri içeren rapor alınmalı ve toplanan delillere göre 3402 sayılı Kanunun 22/2. madde (a) bendine göre yapılan kadastro işlemine yönelik davanın esasına ilişkin bir karar verilmeli; davacı Orman Yönetiminin ... taşınmazın kısmen orman tahdidinin içinde kaldığı iddiasıyla bu bölümün tespitinin iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemi, dava konusu parselin mülkiyeti ve mülkiyetine yönelik bir hakka ilişkin olduğundan bu talep yönünden görevsizliğe karar verilmelidir." hususlarına değinilmiştir.
Kadastro Mahkemesince bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili, davanın mülkiyete ilişkin olarak açıldığını beyan ettiğinden, mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, görevli asliye hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonucu ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla tescili istemine ilişkindir.
... taşınmazın bulunduğu yerde 1979 yılında seri bazda orman kadastrosu ile 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulamaları yapılmış, sonuçları 13/06/1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre; davalı ... ... 2. Asliye Hukuk mahkemesince 12.11.2014 tarihinde yapılan keşifte “Açılan davayı kabul ediyorum, dava açılmasında kusur ve ihmalim bulunmadığından yargılama giderlerinden muaf tutulmamı talep ediyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davaya son veren taraf işlemlerinden biri olan kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. HMK"nın 309. maddesi gereğince feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Bu nedenle, davalının kabul beyanı dikkate alınmadan mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/12/2016 günü oy birliği ile karar verildi.