Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/13104
Karar No: 2010/1666
Karar Tarihi: 18.2.2010

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2009/13104 Esas 2010/1666 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2009/13104 E.  ,  2010/1666 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BİGA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 02/05/2006
    NUMARASI : 2001/20-2006/125

    Taraflar arasında görülen davadaDavacı, davalılar adına kayıtlı bulunan 769 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığını ileri sürüp tapu kaydının iptaline ve terkinine, davalıların kıyı alanına elatmasının önlenmesine ve yapının yıkımına karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını, tapulu yerde kullanımının haksız bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, dahili davalılar G.e D. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi .... raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptali, sicilin kütükten terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 26.09.1975 tarihinde yapıldığı, 25.12.1975 tarihinde kesinleştiği ve davanın 17.01.2001 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Her nekadar, nizalı taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kalan bölümü Devletin Hüküm ve Tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen "bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmasızın uygulanır" ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin " bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki hükmü gözetildiğinde kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 25.12.1975 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki; kural olarak sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarih, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan, yürürlüğe konulan hükümler kamu düzeniyle ilgili bulunduğundan ve re"sen gözetilmesi gerektiğinden somut olayda, aleyhe bozma yasağı ilkesinin de uygulanma yeri bulunmadığı izahtan varestedir.
    Diğer taraftan; bir taraf, dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğü giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da yeni bir İnançları Birleştirme Kararı gereğince davayı kaybederse, davada haksız çıkmış olmasına rağmen, yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz.
    Anılan bu kural yasal ve yargısal uygulamada kararlılık kazanmıştır.(Baki Kuru, Hukuk Usulü Muhakemeleri 5. cilt, sayfa 5338, dipnot 159; 10. H.D. 21/12/1976, 8770/8739 ve dipnot 160: 5. HD 12/09/1977, 5445/5655 dipnot 161: 10.HD 24/02/1976, 6296/1297) Ayrıca her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır. Öte yandan avukatlık ücreti 04.09.1957 tarih ve 4/16 sayılı İnançları Birleştirme Kararı uyarınca yargılama giderlerinden sayılır.
    Somut olayda, mahkemece yapılan uygulama sonucu alınan bilirkişi raporları ile çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kıyıda kaldığı, dava tarihinde davacı hazinenin haklı olduğu anlaşıldığına göre davalının tüm yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerekeceği de açıktır.
    Kabul tarzı itibariyle de, çekişmeli taşınmaz niteliği itibariyle 3402 sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi hükmü kapsamında bulunduğu gözetilerek kaydın terkini ile yetinilmesi gerekirken aynı yasanın 16/B hükmünde öngörülen sınırlandırılmaya karar verilmiş olması doğru değildir.
    Hal böyle olunca; mahkemece kurulan hüküm kural olarak (eleştiri ve tavsiye niteliğindeki bölüm hariç) karar tarihi itibarıyla doğru olmakla beraber sonradan yürürlüğe giren ve kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanacağı öngörülen yukarıda değinilen 5841 sayılı yasa düzenlemeler ve ilkeler gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca yargılama giderlerinin de buna göre hüküm altına alınması için karar bozulmalıdır.
    Dahili davalılar G. ve D.’ın, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi