8. Hukuk Dairesi 2014/6601 E. , 2014/9579 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Takibin taliki veya iptali
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının bozulmasına dair 21.01.2014 tarih, 2013/22869 Esas, 2014/739 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR
Borçlu vekili, borçlu aleyhine ... İş Mahkemesi"nin 20.01.2009 tarih 2005/340 Esas 2009/1 Karar sayılı ilamına dayanılarak başlatılan takipte İcra Mahkemesi"ne başvurusunda; borçlu Türk Ticaret Bankası"nın 01.07.2001 tarihinden geçerli olmak üzere bankacılık işleri yapma ve mevduat kabul etme yetkisinin Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu"nun 15.06.2001 tarih 346 sayılı kararı ile kaldırıldığını, 5411 sayılı Kanun"un 106/1-2 maddeleri uyarınca izni kaldırılan bankalar aleyhine yapılan takiplerin duracağını ve yeni takip yapılamayacağını açıklayarak, takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi üzerine hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 106 maddesinin 1.fıkrasında ”Bir bankanın bu Kanun hükümlerine göre faaliyet izninin kaldırılması hâlinde yönetim ve denetimi Fona intikal eder.” 2. fıkrasında da "İznin kaldırılmasına ilişkin Kurul kararının Resmî Gazete"de yayımlandığı tarihten itibaren, banka hakkındaki ihtiyatî tedbir dahil her türlü icra ve iflas takibatı durur ve yeni icra ve iflas takibi yapılamaz. Banka hakkında Fon haricinde üçüncü kişiler tarafından açılmış tüm dava, icra ve iflas takipleri mahkeme, icra ve iflas dairesi tarafından derhal Fona bildirilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Borçlu vekili müvekkili Banka"nın bankacılık faaliyetlerinin 01.07.2001 tarihinden itibaren Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu’nun kararı ile durdurulmuş olması nedeniyle aleyhine takip yapılamayacağını bildirmiştir. Dosya içinde bulunan 24.06.2013 tarih 689 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi içeriğinden; Tasfiye Halinde Türk Ticaret Bankası’nın 28.05.2013 tarihinde yapılan olağan Genel Kurul Toplantısı"nda Fon Kurulu’nun 11.04.2013 tarih ve 2013/101 sayılı kararı dikkate alınarak borçlu bankanın tasfiyesinden dönülmesine ve bankacılık faaliyet izni almak üzere gerekli işlemlerin yapılmasının
onaylanması ile gerekli işlemleri yapmak üzere Yönetim Kurulu’na yetki verilmesine karar verildiği, şirketin “Tasfiye Halinde Türk Ticaret Bankası Anonim Şirketi” olan eski ünvanının yerine, yeni ünvanının ”Türk Ticaret Bankası Anonim Şirketi” olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca alacaklı vekilinin temyiz dilekçesine eklediği 30.10.2013 tarih 640-03633 sayılı Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu Hukuk İşleri Daire Başkanlığı’nın yazısında Tasfiye Halindeki T. Ticaret Bankası A.Ş’nin mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin kurumlarına devrolan bankalardan olmayıp, ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğundan Alanya İş Mahkemesi’nin 20.01.2009 tarih 2005/340 E.-2009/1 K. sayılı ilama bağlı ödeme talebinin “Hobyar Mahallesi, Postayanı Sok. No.1/1 Ananyadi Han 34112 ...-..." adresinde tasfiye işlemlerine devam eden şirkete yöneltilmesi gerektiğinin bildirildiği görülmektedir. Anılan yazı içeriğinden borçlu Banka"nın borçlarının Fon tarafından üstlenilmediği ve tasfiyesinin Fon tarafından yürütülmediği, ayrı bir Tüzel Kişiliğinin bulunduğu anlaşılmakta olup, borçlu Banka"nın Olağan Genel Kurulu"nda tasfiyeden dönülme ve bankacılık faaliyetinde bulunmak için izin alma kararı alındığı da görülmektedir.
Bu durumda anılan Bankanın bu karar doğrultusunda faaliyet izni almak üzere başvuru yapıp yapmadığı kurul tarafından kendisine izin verilip verilmediği hususu yöntemince araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkeme kararının bu araştırma yapılarak faaliyet izni kazanmış olduğunun belirlenmesi halinde banka hakkında takip yapılabileceği yönünde bozulması gerekirken borçlu talebinin reddi gerektiği şeklinde kesin olarak bozulduğu anlaşıldığından borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin kısmen kabulü yoluna gidilmiştir.
SONUÇ: Borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin kısmen kabulü ile Dairemiz"in 21.01.2014 tarih 2013/22869 Esas 2014/739 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m. 297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.