Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/6740
Karar No: 2019/734
Karar Tarihi: 07.02.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2018/6740 Esas 2019/734 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2018/6740 E.  ,  2019/734 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi


    K A R A R

    A)Davacı İstemi:
    Dava, işe giriş tarihinin 01/01/1993 olarak tespitine ve davalı kurumun 3752323 sayılı tahsis talebinin reddi işleminin iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı......... Kurumu vekili özetle; 506 sayılı kanunun 108. Maddesi uyarınca sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti yönünde işe giriş bildirgesi verilmesinin yeterli olmadığını, aynı kanunun 2. ve 6. maddelerinde öngörüldüğü şekilde hizmet akdine dayalı olarak eylemli şekilde çalışmanın varlığının gerektiğini, davada Kurum"un ihmali bulunmadığından Kurum aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk derece mahkemesince ; “.... mahkememizce dinlenen davacı ile birlikte aynı dönemde çalışan kişiler ile bordrolarda adı geçenler, işveren ve komşu işyerleri sahiplerinin beyanları ile ve dosyadaki diğer bilgi ve belgelerden davacının 01.01.1993 tarihinde işe girişinin yapıldığı ve bu tarihte işverenin yanında fiilen çalışmaya başladığı, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 01.01.1993 tarihi olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle
    “ DAVACININ DAVASININ KABULÜNE, Davacının işe giriş tarihinin 01/01/1993 olarak tespiti ile kurumun 3752323 sayılı tahsis talebinin reddi işleminin İPTALİNE, ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının tespit isteğinin öncelikle 506 sayılı yasanın 79/8 md. gereğince hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, anılan yasanın 108. maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti yönünde salt işe giriş bildirgesinin verilmiş bulunması yeterli olmadığını, aynı Kanunun 2 ve 6. maddelerinde öngörüldüğü şekilde hizmet akdine dayalı olarak eylemli biçimde çalışmanın varlığı gerektiğini, davanın reddi ve Kurum aleyhine yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürmüştür.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince "" Davacının tahsis talebine gelince; davacının ilk işe giriş tarihinin 01/01/1993 olarak kabulü durumunda askerlik borçlanması ile birlikte 506 sayılı Kanun"un Geçici 81/1-B.ı hükmü uyarınca tahsise hak kazanabilmesi için 25 yıl sigortalılık süresi, 52 yaş, 5525 prim gün sayısına sahip olması zorunludur. Davacının tahsis talep tarihi olan 06/03/2014 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmadığı, 25 yıllık sigortalılık süresi koşulunun askerlik borçlanması dolayısıyla yargılama aşamasında 01/05/2016 tarihinde gerçekleştiği ve bu durumda takip eden ay başı olan 01/06/2016 tarihinden geçerli olmak üzere tahsise hak kazandığı anlaşıldığından...... ” gerekçesiyle
    “ 1-Kütahya 2. İş Mahkemesi"nin 12/12/2017 tarih ve 2017/144 E. 2017/273 K. sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-Davanın KISMEN KABULÜ ile ;
    Davacının ilk işe giriş tarihinin 01/01/1993 tarihi olduğunun ve 01/06/2016 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığının bağlanmasına hak kazandığının TESPİTİNE, davacının yaşlılık aylığının başlangıç tarihine yönelik fazlaya ilişkin talebinin reddine; ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “ Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekir. Sadece işe giriş bildirgesinin varlığı çalışmanın ispatı değildir. Davanın yöntemince ispatlanması gerekir. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    1-Temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2- Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108. maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile ...... İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 01/02/1959 doğumlu davacının , 01/01/1993 tarihinde 33 yaşında olduğu, 1/1/1993 tarihli işe giriş bildirgesinin, "Ali Baş Ve Ortakları" unvanlı 011000310 sicil numaralı inşaat işyerinden 27.1.1993 gün 09317 varide sayısı ile Kuruma verildiği, davadışı işyeri tarafından 1993/1. dönem bordrosunun verildiği, dönem bordrosunda ismi olan 4 tanıktan ikisinin iddiayı doğruladığı, komşu işyeri tanıklarının, iddiayı doğruladıkları ,İlk Derece Mahkemesinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin sigorta başlangıcına yönelik tespitinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
    Davacının tahsis talebine gelince;Bölge Adliye Mahkemesince Kurumdan davacının sigorta başlangıcının 01/01/1993 tarihi olması halinde emekliliği ne zaman hakettiğinin sorulduğu, gelen cevapta: “..."nin sigorta başlangıç tarihinin 01.01.1993 olarak kabul edilmesi halinde askerlik borçlanmasını ödediğinden sigorta başlangıç tarihinin 01/05/1991 olacağı, bu durumda emeklilik şartlarının 25 yıl 52 yaş 5525 prim ödeme gün sayısı olacağı, yaş şartı olan 52 yaşın 01.02.1959+52=01.02.2011 tarihinde; 5525 gün şartının 30.12.2010 tarihinde; sigortallılık suresi şartı olan 25 yıl şartının 01.05.1991 +25= 01/05/2016 tarihinde dolacağı, sigortalıya 02.02.2018 tarih, 94668 sayılı tahsis talebine istinaden ermeklilik şartlarını sağladığı 01.03.2018 den başlamak üzere yaşlılık aylığı bağlandığının”bildirildiği ve buna göre Bölge Adliye Mahkemesince talepten daha azına karar verilebileceği gerekçesiyle “kısmen kabul” kararı verilerek “01/06/2016 tarihinden geçerli olmak üzere yaşlılık aylığının bağlanmasına hak kazandığının tespit” edildiği, görülmüştür. Ancak bu kararla talepten fazlasına karar verilmiştir. Davacının talebi; Kurumun 3752323 sayılı tahsis talebinin ( 06/03/2014 tarihli tahsis talebi) reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesidir. Davacı 06/03/2014 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazanmadığından Kurumun red işlemi kanuna uygundur ve Bölge Adliye Mahkemesince talebi aşar şekilde davacının talebinden başka bir karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
    G)SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 07/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi