20. Hukuk Dairesi 2015/14194 E. , 2016/12172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 17/02/2014 tarihli dava dilekçesi ile müvekkili adına tapuda kayıtlı .... mahallesi 2390 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün orman olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak tapusunun iptaline karar verildiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup şimdilik 7.000TL tazminatın dava tarihinden tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuş, daha sonra 30.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 86.183,00.- TL tazminatın dava tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikle tahsilini istemiştir.
Davalı Hazine, orman tahdidinin Orman Yönetimi tarafından yapıldığını ve bu işlem nedeniyle davacının tapusunun iptaline karar verilmiş olması nedeniyle husumetin Orman Yönetimine yöneltilmesi gerektiğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, zarar ile iptal işlemi arasında illiyet bağı olmadığını, istenilen miktarın fahiş olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne faiz yönünden istekle bağlı kalınarak 86.183,00.- TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dosya içeriği ve toplanan delillerden; .... mahallesinde bulunan 2390 parsel sayılı 428,51 m2 yüzölçümündeki dubleks kargir ev cinsli taşınmazın tevhitler, ifrazlar sonucu 23.06.1989 tarihinde ... Kooperatifi adına tescil edildiği, 03.02.1995 tarihinde tahsis yoluyla davacıya geçtiği, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/276 E-2013/421 K sayılı ilamıyla 2390 parselin (A1) ile işaretlenen 131,52 m2 yüzölçümlü kesiminin tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın 08.01.2014 tarihinde kesinleştiği, orman yapılan kesimde evin bulunmadığı, meyve ağaçlarının yer aldığı, eldeki davanın 17.02.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında
meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerledirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir.
4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerlerinin tespit edilmesi gerekmektedir. Değerlendirme tarihi itibariyle taşınmazın niteliği arazi ise, net gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre emsal incelemesi ve kıyaslaması yapılmak suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
Somut olaya gelince ormanlar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında kök parsel hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kütüğünün gerçek kişi adına oluşturulduğu, tevhitler, ifrazlar ve son olarak tahsis yoluyla davacıya geçtiği, bu şekilde tapu sicilinin hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararın karşılanması gerektiği kuşkusuzdur.
Çekişmeli taşınmazın arsa niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır .Bilindiği üzere arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerden, aynı nitelikte ve benzer yüzölçümlü taşınmazlar olması gerekmektedir. Emsal olarak incelenen taşınmaz imar parseli olup da dava konusu taşınmazın bu nitelikte olmaması durumunda ise dava konusu taşınmazın yapılacak karşılaştırmadan sonra bulunacak değerinden, İmar Kanununun 18. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düzenleme ortaklık payını karşılayacak oranda indirim yapılmalıdır.
... Belediye Başkanlığı; çekişmeli taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planında yol, konut ve bir kesimininde orman alanına isabet ettiğini, 2014 yılı m2 rayiç değerinin 4 TL olduğunu, belediyenin tüm hizmetlerinden yararlandığını, emsal alınan 10959 ada 1 parselin imar planı sınırları içinde olduğunu, 3194 sayılı Kanunun 18.madde uygulamasının yapıldığını, 1/1000"lik imar planında ticari alan olarak gözüktüğünü, belediye hizmetlerinden faydalandığını, DOP kesintisi yapılmadığını bildirmiştir.
Hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda ise; .... ilçe merkezinde ticari alanda bulunan imarlı arsa niteliğindeki 10959 ada 1 parsel sayılı taşınmaz emsal olarak alınmış, emsal alınan taşınmazın imar parseli olduğu, dava konusu taşınmazın etrafının meskun olduğu, belediye hizmetlerinden faydalandığı, arsa niteliğinde bulunduğu, emsal taşınmazda DOP düşülmediğinden davalı parselde de DOP düşülmediği belirtilerek taşınmazın değerlendirme (08.01.2014) tarihindeki m2 birim fiyatının 650 TL olduğu açıklanmak suretiyle taşınmaz üzerindeki meyve ağaçlarının değeri de gözetilerek tazminat belirlenmiştir. Dairede temyiz incelemesi yapılan ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/05/2015 gün 2013/529-2015/150 sayılı dava dosyasında davaya konu olup, eldeki davada çekişmeli olan 2390 parsel sayılı taşınmaz ile aynı mevkide ve 1/1000 ölçekli imar planında aynı konumda bulunan .... ilçesi ... mahallesi 939 parsel taşınmazın imarlı arsa parseli ile emsal incelemesi ve kıyaslaması yapılarak 10.09.2013 tarihindeki m2 birim fiyatı 260 TL olarak tespit edilmiş, bulunan miktardan DOP kesintisi yapılmak suretiyle tazminat belirlenmiştir.
Bu durumda somut olayda davaya konu taşınmazın değerinin yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
Bu nedenle, mahkemece arsa niteliğinde bulunan dava konusu taşınmaza yönelik olarak, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek, taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının yaşları ve cinsleri gözetilmek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmaz ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporununda denetlenmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmazın değerlendirme (08.01.2014) tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın imar uygulaması yapılmamış arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 15/12/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.