Davacı 1.1.2000-17.2.2000 tarihleri arasında çakışan hizmetinin bulunmadığını 2829 ve 506 sayılı Yasalara göre yaşlılık aylığı bağlanmasına ve 1.6.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının 1479 sayılı ve 506 sayılı Yasa"ya tabi hizmet sürelerinin belirlenerek 5.5.2004 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 1.6.2004 tarihinden itibaren SSK"dan yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 24.12.1980-31.12.1999 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya 1.1.2000-30.8.2003 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olduğunun ve davacıya 1.7.2004 tarihi itibariyle SSK"ca yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 1.3.1977-3.8.1995, 27.12.1996- 4.9.2001 tarihleri arasında vergi, 24.12.1980-31.8.2001 tarihleri arasında oda, 12.12.1984- 17.8.2004 tarihleri arasında sicil, şirket ortaklığı nedeniyle 27.12.1996-4.9.2001 tarihleri arasında Ticaret ve Sanayi Odası kaydının bulunduğu, oda kaydına istinaden 24.12.1980 tarihinde 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği şirket ortaklığını 4.9.2001 tarihinde noterde yapılan işlemle devretmesi üzerine 4.9.2001 tarihi itibariyle terkin edildiği, davacının 1.1.2000-40.11.2003 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olduğu, 1.11.1974-5.7.1976 tarihleri arasındaki 600 günlük hizmet süresini SSK"ca borçlandığı, SSK"ca Bağ-Kur hizmetinin öğrenilmesi üzerine 1.1.2000-4.9.2000 tarihleri arasındaki sigortalılığının iptal edilerek 2829 sayılı Yasa"nın 8. maddesindeki şartlar oluşmadığından aylığın Bağ-Kur tarafından bağlancağı gerekçesiyle yaşlılık aylığı bağlanması isteminin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Sisteminizde çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanınmıştır. Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ve gerekse 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunundaki birbirine paralel düzenlemeler ile bir sigortalının aynı anda birden fazla Sosyal Güvenlik Kurumuna tabi olması yasaklanmış, sigortalının önceden başlayarak devam edegelen sigortalılığına geçerlik tanınarak, çatışan sigortalılık sorunu çözüme ulaştırılmıştır. Yasa sistemimize göre bir kimsenin Sosyal Sigortalar Kurumuna girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa’nın 3. madde I-(F) bendinde “ Kanunla Kurulu Emekli Sandıklarına aidat ödemekte olanların”, (K) bendinde “ herhangibir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası’nın 24. madde I.II, fıkralarında da bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başka bir Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere iki zorunlu sigortalılığın bir arada bulunması halinde asıl olan, önceden başlayarak devam eden sigortalılıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2005/21-389 – 430 sayılı ve 29.06.2005 günlü Kararı ile 2001/21-627-659 sayılı ve 03.10.2001 günlü kararlarında da bu husus açıkça belirtilmiştir.
Somut olayda davacının önceden başlayan sigortalılığı 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık olup davacının Bağ-Kur tarafından 24.12.1980-4.9.2001 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak kabul edilmesine ve çakışan sigortalılık nedeniyle SSK"ca 1.1.2000-4.9.2001 tarihleri arasındaki sigortalılığın iptaline ilişkin işlemler yerinde olup mahkemece yerinde olmayan baskın sigortalılık gerekçesiyle davacının 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılığının 31.12.1999 tarihinde sona erdiğine, ve 1.1.2000-4.9.2001 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğuna ilişkin olarak verilen hüküm yerinde değildir.
Öte yandan davanın yasal dayanağını oluşturan 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesine göre birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden; ilgililere son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca kendi mevzuatına göre aylık bağlanır. Maddede öngörülen yedi yıllık “fiili hizmet süresinin tesbitinde “ takvim yılı” değil çalışılan ve primi ödenmiş fiili hizmet yılının esas alınacağı tartışmasızdır.
Somut olayda davacı 24.12.1980-4.9.2001 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya, 4.9.2001-30.11.2003 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğundan, sigortalı çalışmasının sona erdiği 30.11.2003 tarihinden geriye doğru son 7 yıllık fiili hizmet süresi olan 2520 gün içinde fiilen çalışılmayan borçlanılan askerlik süresi nazara alınamayacağından SSK"na tabi 806 gün 1479 sayılı Yasa"ya tabi 1714 gün fiili hizmet süresi bulunduğundan yaşlılık aylığını bağlayacak kurum Bağ-Kur Genel Müdürlüğüdür.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 3.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.