Esas No: 2016/16558
Karar No: 2020/5317
Karar Tarihi: 08.12.2020
Danıştay 4. Daire 2016/16558 Esas 2020/5317 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/16558
Karar No : 2020/5317
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Turizm Akaryakıt ve Otomotiv Sanayi Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte fatura düzenleyerek komisyon geliri elde ettiğinden bahisle tanzim edilen vergi tekniği raporuna dayanılarak takdir komisyonu kararlarına istinaden re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2012 yılı kurumlar vergisi ile 2012/7-9, 10-12 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu incelendiğinde davacının sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği hususunda yeterli ve somut tespitler yapılmadığı anlaşıldığından, davacı adına vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen kurumlar vergisi ile geçici vergilerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuna dayanılarak takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinin 1. fıkrasında, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlemiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra, inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkının resen takdir olunmuş sayılacağı belirtilmiş, müteakip bentlerde re'sen takdir nedenleri sayılmış, 134. maddesinde de, vergi incelenmesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğrululuğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kuralına yer verilmiştir.
Aynı Kanunun “vergi kanunlarının uygulanması ve ispat” başlıklı 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç ve türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin, bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükme bağlanmıştır.
Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda; şirketin ikamet amaçlı binaların inşaatı işi ile iştigal etmek üzere 29/08/2000 tarihinde kurulduğu, 28/02/2014 tarihinde mükellefiyetinin re'sen terkin edildiği, defter belge isteme yazısı tebliğ edilmesine rağmen defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmediği, şirketin sermayesinin 100.000,00 TL olduğu, 27/05/2008 tarihli yoklamada, mükellefin ilgili adreste tanınmadığı, 06/06/2008 tarihli yoklamada, firmanın fiilen inşaat yapım işleri ile uğraştığı, iş yerinde 1 işçinin çalıştığı, şube ve deposunun olmadığı, stok emtiasının bulunmadığı, iş yerinde 2 adet büro masası, 2 adet koltuk, 1 adet bilgisayar ve yazıcının bulunduğu, aynı adreste başka bir mükellefin de faaliyet gösterdiği, şirketin yeni adresinde yapılan 22/07/2009 tarihli yoklamada, tespit anında çalışan işçi bulunmadığı, iş yerinin büro olarak kullanıldığı, adreste inşaat taşeronluk faaliyetinde bulunulduğu, demirbaş olarak 1 adet masa, 4 adet sandalye, 1 adet televizyon olduğu, 11/06/2013 tarihli yoklamada, çalışan işçinin bulunmadığı, iş yerinin 70 m2 olduğu, iş yerinde 3 adet ofis takımı, 2 adet bilgisayar, 1 adet evrak dolabı, televizyon, buzdolabı ve emtia olarak 65.000,00 TL değerinde çelik bulunduğu, 19/07/2013 tarihli yoklamada, ilgili adrese farklı günlerde müteakip defalar gidildiği ancak iş yerinin kapalı olduğu, bırakılan görüşme mektubuna icabet edilmediği, 06/05/2014 tarihli yoklamada ise, iş yerinin kapalı olduğu hususlarının tespit edildiği, 23/03/2007, 10/09/2009 ve 01/08/2012 tarihlerinde hisse devirleri yapıldığı ve şirketin ortaklık yapısının değiştiği, mükellefin 2008/1,2,3 dönemlerinde 109.060,18 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği ve 2008 yılında Bs formu ile 83.813,00 TL tutarında mal satışı yaptığını bildirdiği, 2008/3 ila 2012/8 döneminde katma değer vergisi matrahı beyan etmediği ve 2009, 2010, 2011 yıllarında Bs formlarını boş verdiği, 2012/8 ila 12 döneminde 5.285.993,04 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği ve 2012 yılında Bs formu ile 5.439.960,00 TL tutarında mal satışı yaptığını bildirdiği, diğer mükelleflerin ise bu dönemde Ba formu ile 5.123,021,00 TL tutarında şirketten alış yaptıklarını bildirdikleri, 2013 yılında 21.677.317,41 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği ve Bs formu ile 22.117.249,00 TL tutarında mal satışı yaptığını bildirdiği, diğer mükelleflerin ise bu dönemde Ba formu ile şirketten 27.721.943,00 TL tutarında alış yaptıklarını bildirdikleri, 2014/1,2 dönemlerinde 4.176.384,00 TL katma değer vergisi matrahı beyan ettiği ve Bs formu ile 4.176.383,00 TL tutarında mal satışı yaptığını bildirdiği, mükelleften mal alışı yapanların ise Ba formu ile 6.021.333,00 TL tutarında alış yaptıklarını bildirdikleri, şirketin Ba formları ile 2008 yılında 83.611,00 TL tutarında, 2012/8 ila 12 döneminde 102.268.861,00 TL tutarında mal alışı yaptığının bildirildiği, buna rağmen başka mükelleflerce şirkete 2012 yılında Bs formu ile 342.817,00 TL tutarında mal satışı yapıldığının bildirildiği, mükellefin Ba formu ile 2012/11 döneminde 100.000.167,00 TL mal aldığını bildirdiği şirket nezdinde yapılan karşıt incelemede söz konusu şirketin böyle bir satışının olmadığının tespit edildiği, mükellefin Ba formu ile 2013 yılında 11.514.574,00 TL, 2014 yılında ise 4.691.675,00 TL mal alışı yaptığının bildirildiği, diğer mükelleflerin ise 2013 yılında Bs formu ile 47.640,00 TL tutarında şirkete mal sattıklarını bildirdikleri, Ba-Bs analizlerine göre mükellefin re'sen terkin edildiği tarihten sonraki dönemlerde de satışları olduğunun tespit edildiği, 2009/7 döneminden sonra verilen muhtasar beyannamelerde çalışan işçi bildirilmediği, ödenmesi gereken 56.846,98 TL vergi borcunun bulunduğu, şirket adına ortaklık yapısının değiştiği 01/08/2012 tarihinden itibaren düzenlenen faturaların sahte olduğu sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, davacı şirket tarafından ortaklık yapısının değiştiği 01/08/2012 tarihinden sonra yüksek cirolar elde edildiği ancak yapılan yoklamalarda şirketin anılan hasılatları yapabilecek fiziki kapasiteye, emtiaya, ticari organizasyona ve sermayeye sahip olmadığının görüldüğü, şirketin ve ticari ilişkide bulunduğu diğer mükelleflerin Ba-Bs bildirimleri arasında uyumsuzluklar olduğu, mal alışı yapıldığı bildirilen mükelleflerin çoğu hakkında olumsuz tespitler bulunduğu, şirketin tahakkuk eden vergi borçlarının ödenmediği, defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmediği hususları göz önünde bulundurulduğunda, davacının ilgili hesap döneminde aslında gerçek bir faaliyeti olmadığı ve sahte belge düzenlediği sonucuna varıldığından, davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda yasal isabetsizlik, aksi yönde verilen Mahkeme kararında ise hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, yeniden verilecek kararda, geçici vergiler üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ve geçici vergi aslı yönünden de yeniden değerlendirme yapılacağı tabidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.