Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15904
Karar No: 2016/12190

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/15904 Esas 2016/12190 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/15904 E.  ,  2016/12190 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 19/01/2012 tarihli dava dilekçesi ile müvekkili adına tapuda kayıtlı ... mahallesi 122 ada 5 parsel sayılı taşınmazın orman olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup şimdilik 50.000.-TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra ıslah dilekçe ile; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup toplam 190.069.-TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsilini istemiştir.
    Davalı Hazine; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, belediye başkanlığı aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne yönelik verilen kararın davacı vekili ve davalılardan .... Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 29.04.2014 gün 2013/24448 E-2014/11677 K sayılı ilamıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle “ ....4721 sayılı Kanunun 1007.maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olduğu, belediye başkanlığı ve Orman Yönetiminin taraf sıfatı bulunmadığından bu davalılar hakkında ki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi, Hazine hakkındaki davanın ise kabulüne karar verilmesi, çekişmeli taşınmazın arsa veya arazi niteliğinde olup olmadığının tespit edilip taşınmazın dava tarihindeki değerinin belirlenmesi, taşınmaz üzerindeki yapılara 2012 yılındaki bayındırlık birim fiyatları esas alınarak yıpranma payıda düşülmek suretiyle değer biçilmesi, tespit edilen yapı bedellerinden %16 oranında işçilik bedelinin düşülmemesi, taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaş, cins ve verim durumuna göre maktu değerlerini gösterir resmi verilerin İl Tarım Hayvancılık ve Gıda Müdürlüğünden getirtilerek buna göre maktuen değer biçilmesi “ gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan bilirkişi incelemesi sonucu davacı vekili 04.05.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup toplam 293.343,25.-TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsilini istemiştir. Mahkemece Orman Yönetimi ve belediye başkanlığı aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, Hazine aleyhine açılan davanın kabulüne, 293.343,00-TL tazminatın
    dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı vekili, bozma öncesinde dava dilekçesini ıslah ederek 190.069.-TL tazminat isteminde bulunmuştur. Daha sonra Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozma kararından sonra yapılan bilirkişi incelemesi sonucu 04.05.2015 tarihli ikinci ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup toplam 293.343,25.-TL tazminat istemiştir. Mahkemece bozma öncesi ve bozma sonrası verilen ıslah dilekçeleri esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Nevar ki; 04.02.1948 tarih ve 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ıslah soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılabilir. Yargıtayca karar bozulduktan sonra bu yoldan yararlanmaya olanak yoktur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177/1. maddesi ile Mülga 1086 sayılı HUMK"nın 84. maddesi aynı doğrultuda olup ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği hükümlerini içermektedir. Bozmadan sonra ıslahın olanaklı olduğuna dair açık ya da örtülü bir hüküm de yasada yer almamaktadır.
    Diğer taraftan tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK"nın 1007.maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davalar nisbi harca tabi davalardandır. Ancak mahkemece, gerek bozma öncesinde ve gerekse bozma sonrasında ıslah edilen miktarlar üzerinden harç alınmadan işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
    Harçlar Kanununda, harç alınması veya tamamlanması yanların isteğine bırakılmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi hükme bağlanmış ve yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmıştır. Nitekim bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 12.10.2011 gün ve E: 2011/3-629, K: 2011/613 ile 23.10.2013 gün ve E: 2013/7-31, K: 2013/1481 , 24.12.2013 gün ve 2013/21- 445 E. - 2013/1625 K. sayılı ilâmlarında da benimsenmiştir.
    Yargılama aşamasında taraflardan her biri, yapmış olduğu usûl işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Kural olarak ıslah işlemi harca tâbi bir işlem olup; ıslah edilen husus, değer artırımı ise nispi tarifeye göre, değilse maktu harç yatırılmalıdır. Davacı taraf, 492 sayılı Kanun kapsamında kendisi harçtan muaf olmadığı gibi, işlemi de yargı harçlarından müstesna değildir. Davacının yargı harçlarını ödeme yükümü altında olduğu anlaşıldığına göre, ıslah edilen dava değeri üzerinden nisbi tarifeye göre ıslah harcı ödenmedikçe eldeki davaya devam etme olanağı bulunmamaktadır. Davalı taraf harçtan muaf olsa dahi ıslah harcının alınması gerekir. Islah edilen miktar yönünden bakiye nispi karar ve ilâm harcı ödenmeksizin sonraki işlemlerin yapılmasına olanak bulunmamaktadır.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ortaya konulan ilkeler gözardı edilerek, ıslah harcı alınmadan yargılamaya devamla bozma sonrasında verilen ikinci ıslah dilekçesine değer verilerek işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, bozma kararından sonra ileri sürülen ıslah isteğinin reddedilmesi ve bozma öncesi verilen ıslah dilekçesindeki istekle bağlı kalınarak anılan miktar üzerinden yürürlükteki Harçlar Tarifesi uyarınca ıslah harcını ödemesi konusunda davacıya usulünce süre verilip, ıslah harcının ödenmesi halinde 190.069.-TL dava değeri üzerinden, ıslah harcının ödenmemesi halinde dava dilekçesindeki dava değeri (50.000.-TL) üzerinden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 15/12/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi