Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı (birleşen dosya davalısı); taraflar arasında Belediyenin 04.05.2006 tarih ve 1459 sayılı Encümen Kararı ile tesis edilen kira akdinin, davalı Belediyece 18.01.2007 tarih ve 116 sayılı Encümen Kararıyla tek taraflı olarak fesh edildiğini, ancak bu tasarrufun haksız ve hukuka aykırı olduğu gibi, ayrıca tahliyesi konusunda yazılı bildirimde bulunarak ve kömürlerini taşıyan vagon girişlerini durdurarak mağduriyetine yol açtığını ileri sürüp, kira sözleşmesinin 3 yıl süre ile geçerli olduğunun tespiti ile çekişmenin giderilmesini istemiş; birleşen davaya karşı ise, tahsis şartnamesinin 6.maddesi gereğince sözleşme dışı alanı dönüşümlü olarak kullandığını, bitişik sahanın 24.05.2007 tarihinde başka kuruma kiraya verildiğini belirterek, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı (birleşen dosya davacısı); akdin feshinin davacı şirketçe sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesinden dolayı haklı nedenle gerçekleştirildiğinden asıl davanın reddi gerektiğini; birleşen davasında ise, kayden maliki olduğu 4422 ada 2 parsel sayılı taşınmazında tahsisen kira ilişkisine konu alan haricinde kalan 4759 m2’lik kısma davalı şirket tarafından kullanılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunmuş, bilahare davalı şirketin kira akdi alanı dışında fazladan kullandığı alanın 5088,92 m2 olduğunu belirterek, istemlerini arttırmıştır.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın yargılama sırasında tahliye edilmiş olması nedeniyle asıl davanın ve birleşen davada elatmanın önlenmesi isteminin konusu kalmadığından asıl dava ile elatmanın önlenmesi istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davadaki ecrimisil isteminin ise reddine, asıl ve birleşen davalarda yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden belediyenin sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Karar, davalı (birleşen dosya davacısı) belediye vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.10.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ....... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ........ tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl dava, kira akdinin geçerliliğinin tespiti ile çekişmenin giderilmesi; birleşen dava ise, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, asıl dava ile birleşen dosyada elatmanın önlenmesi isteği yönünden dava konusu taşınmazın dava açıldıktan sonra tahliyesi nedeniyle konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davadaki ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 4422 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kayden davalı-birleşen dosya davacısı belediyeye ait olduğu, taşınmazın bir bölümünün 4.5.2006 tarih ve 1459 sayılı Encümen kararıyla üç yıllığına tahsis yoluyla davacı-birleşen dosya davalısı şirkete kiraya verildiği, 18.01.2007 tarih ve 116 sayılı Encümen kararıyla da, akde aykırılık nedeniyle 01.06.2007 tarihinden itibaren akdin feshedilmesi yönünde karar alındığı anlaşılmaktadır.
Asıl dosya davacısı şirketin, kira akdinin üç yıl süre ile geçerli olduğunun tespiti ve çekişmenin giderilmesi istemli davası ile birleşen dosya davacısı belediyenin kira akdi kapsamı dışındaki çaplı taşınmazına elatmanın önlenmesi istekli davasının, yargılama sırasında taşınmazın tahliyesi nedeniyle konusuz kaldıklarından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı-birleşen dosya davacısı belediyenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Ancak, dava tarihi itibariyle şirketin kira sözleşmesi kapsamı dışına çıkarak belediyenin maliki olduğu bir kısım yeri tasarruf ettiği mahkemenin de kabulündedir. Yanlar arasında düzenlenen tahsis şartnamesinin 6. maddesinde bu tür bir kullanım yazılı izne bağlanmış olup, dosyada bu yönde yazılı izin verildiğine ilişkin bir belge bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece şartnamenin 6. maddesinde belirtilen yazılı iznin mevcut olmadığı ve dosya kapsamıyla da, şirketin sözleşme dışı kullanımına konu olan yerlerin belirlendiği gözetilerek bu yerler bakımından ecrimisile hükmedilmesi ve birleşen davada yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan, belediyece Encümen kararına dayalı olarak ve tahsis şartnamesiyle kiraladığı yer haricinde fazladan kullanım hususunda ihtar yazısı yazılarak şirkete tebliğ edildiği, şirketin fazla kullanım hakkının bulunmadığı ve bu durumun tahsis şartnamesine aykırılık teşkil edeceğinin bildirildiği, bilahare şartname hükümlerine aykırılık nedeniyle kira sözleşmesinin kira bitim tarihi olan 1.6.2007 tarihinden itibaren feshedilmesine ilişkin 18.01.2007 tarih ve 116 sayılı Encümen kararı alındığı, 8.10.2007 tarihinde belediye tarafında kiralanan yerle ilgili olarak şirket aleyhine “akdin feshi nedeniyle tahliye” davası açıldığı ve bu dava sonucunda Malatya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 3.2.2009 tarih ve 2007/1211 esas, 2009/98 sayılı kararıyla “ dava konusu yerin tahliye edildiği ancak şirketin sözleşmeye aykırı hareket ettiğinden haksız olduğu” gerekçesiyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, masraflar ve vekalet ücretinin şirkete yükletilmesine karar verildiği ve bu kararın henüz kesinleşmediği dosya kapsamıyla sabit olup, bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; belediye tarafından, taraflar arasındaki akdin feshi doğru olup, asıl dosya davacısı şirketin dava tarihi itibariyle davasında haklı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. O halde, asıl davayla ilgili yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de şirkete yükletilmesi gerekeceği açıktır.
Hal böyle olunca, davalı (birleşen dosya davacısı) belediyenin yukarıda değinilen yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 25.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.