Davacı, S.S.K. sigortalısı olduğu süreler haricinde 1.5.1998 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının 01.05.19987 tarihinden dava tarihi olan 30.03.2007 tarihine kadar kısa süreli S.S.K. sigortalılık süreleri dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 1.5.1998 tarihinden 31.12.2001 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Öte yandan Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup " çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılık ile isteğe bağlı sigortalılığın çakışması halinde asıl olan zorunlu sigortalılık olduğundan zorunlu sigortalılığa değer verilerek çözüme kavuşturulmalıdır.
Yapılan incelemede davacının Ziraat Odası kaydının 1995 yılından başladığı, Pancar Ekicileri Kooperatifine 20.11.1986"dan beri kayıtlı olup Tarım Kredi Kooperatifi ortağı olmadığı, üzerine kayıtlı zirai arazisinin bulunduğu, davacının sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 30.04.1998 tarihinde yapılıp 2000 ve 2001 yılında da kesintilerinin bulunduğu, 506 sayılı Yasa"ya tabi 1.7.2003-30.11.2003 tarihleri arasında İsteğe Bağlı Sigortalı olarak prim ödediği, zorunlu S.S.K."lı olduğu sürelerinin ise mahkemece araştırılmadığı görülmektedir.
Davacının, yapılan kesintileri ve 10. maddede öngörülen kayıtları dikkate alındığında ilk kesintiyi takip eden aybaşı olan 1.5.1998 tarihi ile dava tarihi arasında varsa çakışan S.S.K. zorunlu sigortalılık süreleri dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabulü mümkün iken, mahkemece yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması ayrıca davacı 1.7.2003-30.11.2003 tarihleri arasında S.S.K. isteğe bağlı sigortalı olduğundan dava S.S.K."nunda hak alanını ilgilendirdiğinden bu kurumunda davaya katılımı ile sonuca gidilmesi gerektiği halde yalnızca Bağ-Kur"un katılımı ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davacının ilk prim kesintisini takip eden aybaşı olan 1.5.1998 tarihi ile dava tarihi arasındaki tüm zorunlu ve isteğe bağlı S.S.K. sürelerini araştırıp tesbit etmek 2926 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık süresi ile çakışan 506 sayılı Yasaya tabi İsteğe Bağlı Sigortalılığı nedeniyle davanın S.S.K."nun hak alanını ilgilendirdiği dikkate alınarak yöntemince S.S.K."nun da davaya katılımı sağlanarak, çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.