Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/17246
Karar No: 2007/22441
Karar Tarihi: 10.12.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/17246 Esas 2007/22441 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/17246 E.  ,  2007/22441 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Tokat 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 05/07/2007
    NUMARASI : 2007/317-2007/656

    Davacı, S.S.K. sigortalısı olduğu süreler haricinde 1.5.1998 tarihinden itibaren tarım   Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kısmen  kabulüne karar vermiştir.     
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere   göre davalı ve davacının  aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
    2-Dava, davacının 01.05.19987 tarihinden dava tarihi olan 30.03.2007 tarihine kadar  kısa süreli S.S.K. sigortalılık süreleri dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacının 1.5.1998 tarihinden 31.12.2001 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan  Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının  esas alınacağı  bildirilmiştir.  Bu kayıtların  tarımda  kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi  olduğu ortadadır.
    Öte yandan Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup " çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılık ile isteğe bağlı sigortalılığın çakışması halinde asıl olan zorunlu sigortalılık olduğundan zorunlu sigortalılığa değer verilerek çözüme kavuşturulmalıdır.
    Yapılan incelemede davacının Ziraat Odası kaydının 1995 yılından başladığı, Pancar Ekicileri Kooperatifine 20.11.1986"dan beri kayıtlı olup Tarım Kredi Kooperatifi ortağı olmadığı, üzerine kayıtlı zirai arazisinin bulunduğu, davacının sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 30.04.1998 tarihinde yapılıp 2000 ve 2001 yılında da kesintilerinin bulunduğu, 506 sayılı Yasa"ya tabi 1.7.2003-30.11.2003 tarihleri arasında İsteğe Bağlı Sigortalı olarak prim ödediği, zorunlu S.S.K."lı  olduğu sürelerinin ise mahkemece araştırılmadığı görülmektedir.
    Davacının, yapılan kesintileri ve 10. maddede öngörülen kayıtları dikkate  alındığında ilk kesintiyi takip eden aybaşı olan 1.5.1998 tarihi ile  dava tarihi arasında varsa çakışan S.S.K. zorunlu sigortalılık süreleri  dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabulü mümkün iken, mahkemece yerinde olmayan  gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması ayrıca davacı 1.7.2003-30.11.2003 tarihleri arasında S.S.K. isteğe bağlı sigortalı olduğundan dava S.S.K."nunda hak alanını ilgilendirdiğinden bu kurumunda davaya katılımı ile sonuca gidilmesi gerektiği halde  yalnızca Bağ-Kur"un katılımı ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
    Yapılacak iş; davacının  ilk prim kesintisini takip eden aybaşı olan 1.5.1998 tarihi ile dava tarihi arasındaki  tüm zorunlu ve isteğe bağlı S.S.K. sürelerini araştırıp tesbit etmek  2926 sayılı Yasa"ya tabi  sigortalılık süresi ile çakışan 506 sayılı Yasaya tabi İsteğe Bağlı Sigortalılığı nedeniyle  davanın  S.S.K."nun  hak alanını ilgilendirdiği dikkate alınarak yöntemince S.S.K."nun da davaya katılımı sağlanarak, çıkacak sonuca göre  hüküm  kurmaktır.
    Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması   usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, tarafların  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde  davacıya iadesine, 10.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi