Davacı, ilk prim kesintisini takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, ilk prim kesintisin takip eden aybaşından itibaren 2926 sayılı yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemece, davacının kadın olup ailesinin tarımsal faaliyetine yardımcı olduğu, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyetinin bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Gerçekten, davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 Sayılı Yasa’da 506 Sayılı Yasa’nın 79. maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
Somut olayda, davacı 1954 doğumlu olup tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kuruma tescili yoktur.2926 Sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan yasanın 5. maddesi ile 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut Çorum Şeker Fabrikasının cevabi yazılarına göre ilk defa 20.04.1999 tarihinde olmak üzere 2000, 2002 ve 20.05.2003 tarihlerinde davacının teslim ettiği pancar bedellerinden, Bağ-Kur prim tevkifatları yapıldığı, anılan yıların dışında ise ürün teslimi olmadığı giderek prim kesintisi yapılmadığı anlaşılmaktadır.2926 Sayılı Yasa’nın 2.ve 3. maddeleri kapsamında kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip, kaçınmak mümkün değildir. Her ne kadar, aynı yasanın 5. maddesi hükmünde, yasal süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı öngörülmüş ise de, re’sen tescil başlığını taşıyan 9. maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 Sayılı Yasa’nın 36. maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır.
Davaya konu olayda da, davacının ilk defa 20.04.1999 tarihinde olmak üzere 2000, 2002 ve 20.05.2003 tarihlerinde tarımsal faaliyetine ilişkin olarak teslim ettiği ürün bedellerinden tevkifat suretiyle primlerin kesilerek adına Bağ-Kur hesabına yatırıldığı Çorum Şeker Fabrikasının cevabi yazılarından anlaşılmaktadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle 1954 doğumlu olup, Çorum Şeker Fabrikasının cevabi yazılarından, teslim ettiği ürün bedellerinden 1999-2000-2002-2003 yıllarında kesinti yapıldığı anlaşılan davacının, tanıkların yeminli anlatımları da dikkate alındığında, prim tevkifatı yapılan yıllarda Tarım Bağ_kur Sigortalısı olduğunun kabulüne karar verilmek gerekirken, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyetinin bulunmadığından bahisle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.