23. Hukuk Dairesi 2012/819 E. , 2012/2674 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nun 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2011 yılı için 15.620,00 TL’dir.
Temyize konu 20.09.2011 tarihli kararda dava değerinin 10.000,00 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin 18.02.2008 tarihli noter ihtarnamesi ile kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, aidat alacağının muaccel hale geldiğini, davacı yerine yeni üye kaydedilmesi, usulüne uygun bir karar alınmamış olması ve kooperatifin mali durumunun iyi olması nedenleriyle erteleme kararının yerinde olmadığını, ayrılan başka üyelere ödeme yapılarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL alacağın 06.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı üyeliğinin muvazaalı olduğunu, davacının, kooperatifin eski yöneticileri, yüklenici firma ve diğer bir kısım üye ile birlikte kooperatifi zarara uğrattığını, aidat ödemesi, bu kapsamda alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kooperatif üyesi olduğu, 18.02.2008 tarihinde istifa ettiği, 05.05.2009 tarihinde alacağının muaccel hale geleceği ancak istifa tarihinden sonra 11.05.2008 tarihli genel kurulda, kooperatiften ayrılan ortaklara yapılacak ödemelerin üç yıl ertelenmesine karar verildiği, bu kararın davacı dahil istifa eden ortakları bağladığı, ayrılan ortaklara ödeme yapılmasının kooperatifin varlığını tehlikeye düşüreceği, erteleme kararı ortadan kaldırılmadığından davacının, dava tarihi itibariyle muaccel alacağının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı ile beraber davalı kooperatif üyesi 48 kişinin 18.02.2008 tarihinde istifa etmesi üzerine, davalı kooperatif tarafından olağanüstü genel kurul kararı alınmış, 11.05.2008 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda istifa eden üyelerin çıkma paylarının
üç yıl süre ile geri ödemelerinin ertelenmesine karar verilmiştir. Oysa ki davacı 2008 yılında istifa ettiğinden erteleme kararının 2008 yılı bütçesinin görüşüldüğü 05.04.2009 tarihli genel kurulda görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir. Zira davacının istifa tarihinden, 2008 yılı bütçesinin tartışılıp görüşüldüğü genel kurul tarihine kadar davalı kooperatifin mali durumunda değişiklik olması mümkündür. Ayrıca davalı kooperatiften istifa eden üyeler yerine yeni üye alındığı da anlaşılmaktadır.
Bu durumda, mahkemece, 2008 yılı bütçesinin görüşüldüğü 05.04.2009 yılı genel kurulunda erteleme kararı alınmadığından 11.05.2008 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan erteleme kararının davacıyı bağlayıp bağlamayacağının, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde tartışılıp, değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.