Esas No: 2005/8282
Karar No: 2006/545
Karar Tarihi: 31.01.2006
İstihkak Davası - Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2005/8282 Esas 2006/545 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2005/8282 E., 2006/545 K.
21. Hukuk Dairesi 2005/8282 E., 2006/545 K.
- İSTİHKAK DAVASI
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 96 ]
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 97 ]
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemesinden verilen kararın temyizen tetkiki davacı (3. kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Uyuşmazlık 3. kişinin llK"nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Mahkemece haczin borçlu Fethi huzurunda yapıldığı, davacı 3. kişi şirket lehine istihkak iddiasında bulunulmadığı ve haciz tarihinden itibaren 7 günlük süre geçirildikten sonra davanın açılmış olduğundan süre yönünden reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
28.10.2004 tarihinde yapılan taşınır mal haczi sırasında bulunan borçlu ve aynı zamanda davacı şirket ortağı Fethi haczedilen malların %1 hissesinin kendisine %98 hissesinin Mücella, %1 hissesinin de Hasan"a ait olduğunu belirtmiştir. Bu açıklama, malların bu şirkete ait olduğuna ilişkin iddia niteliğindedir. İcra Müdürünün hatalı işlemi ile şirket isminin sorulmaması ya da zapta yazılmamasının sonucunun davacı 3. kişiye yükletilmesi mümkün değildir. Borçlu ve davacı şirket ortağının bu beyanın davacı şirket lehine yapılmış istihkak iddiası olarak değerlendirilmesi gerekir. (İİK mad. 96/1) Yasal süresi içinde yapılan bu istihkak iddiası ile dava açma süresi kesilmiştir. Alacaklı istihkak iddiasına karşı çıktığından İcra Müdürlüğünce llK"nun 97. maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir. Bu prosedür işletilmediği sürece 3. kişi davasını hacizli mal satılarak bedelinin alacaklıya ödenmesine kadar açabilir.
Bu durumda dava süresinde açıldığından işin esasına girilerek taraf kanıtları toplandıktan sonra, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde süreden red kararı verilmesi isabetsizdir.
O halde, davacı 3. kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.01.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.