3. Hukuk Dairesi 2013/1154 E. , 2013/3472 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen suya vaki müdahalenin meni davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin maliki bulunduğu taşınmazdaki ağaçlarını komşu taşınmazdan çıkan kaynak suyu ile suladığını, bu kullanım şeklinin ise müvekkilinin babası tarafından oluşturulmuş bulunduğunu, ancak davalı kooperatifin kaynak suyuna el attığı gibi ayrıca kaymakamlığa müracaat ederek aldığı karar neticesinde müvekkiline ait sulama tesislerini de yıktırdığını ileri sürerek; suya vaki müdahalenin önlenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;... Belediye Meclisi nin 06.07.2009 tarihli kararı ve bu karar uyarınca belediye ile müvekkili kooperatif arasında imzalan 03.02.2010 tarihli protokol ile dava konusu suyun da dahil olduğu su ve boru hatlarının müvekkili kooperatife devredildiğini, bu nedenle idari bir işlem olan Belediye Meclisi ne ait kararın iptal edilmedikçe davaya adli yargıda bakılamayacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalının, bir idari işleme dayanarak dava konusu suyu kullandığı, davalıya suyu kullanma hakkı tanıyan idari işlem iptal edilmedikçe davanın adli yargıda görülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, yargı yolu noktasında olup; taraflar arasındaki uyuşmazlığa adli yargı yerinde mi, yoksa idari yargı yerinde mi bakılacağının çözümü gerekmektedir.
Somut olayda; dava konusu kaynak suyunun Gemlik İlçesi Küçük Kumla Köyü sınırları içerisinde kaldığı, dava dışı Gemlik Belediye Başkanlığının 06.07.2009 gün ve 2009/M-309 sayılı meclis kararı ile dava konusu suyunda aralarında bulunduğu Küçük Kumla’daki arazi sularının kullanım hakkını davalı... Tarımsal Kalkınma Kooperatifine verdiği, bu karara istinaden davalı kooperatifin kaynak suyunu almak için çalışma başlattığı anlaşılmaktadır.
Davacı, eldeki dava ile yıllardır kullandığını ileri sürdüğü kaynak suyuna, davalı kooperatifin haksız fiil niteliğindeki müdahalesinin önlenmesi ve müdahale öncesi duruma getirilmesine karar verilmesi istenilmektedir.
Dava dilekçesi dikkate alındığında herhangi bir idari işlemin iptali istenilmemiştir,
Dava dışı belediyeye ait tahsis kararına istinaden davalı kooperatifin dava konusu müdahalesinin önlenmesine yönelik bulunan uyuşmazlığın Medeni Kanun hükümleri uyarınca görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu açıktır.
Eş söyleyişle; kaynak suyuna ilişkin tahsis kararının bulunması, bir hakka yapılan müdahalenin önlenmesi için açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi için yeterli sayılamaz.
Şu hale göre, davacının da kullandığı suya davalı kooperatif tarafından yapılan müdahalenin önlenmesine yönelik bulunan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır. Nitekim Uyuşmazlık mahkemesinin konuya ilişkin 09.07.2001 gün ve 2001/59-66 sayılı kararı da bu yöndedir(HGK’ nun 15.06.2011 gün ve 2011/3- 363 E. 2011/419 K. sayılı ilamı).
Hal böyle olunca, mahkemece; davaya konu uyuşmazlıkla ilgili taraf delillerinin usulünce toplanılması ve sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bu nedenlerle yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.