22. Hukuk Dairesi 2016/2771 E. , 2016/5703 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
TARİHİ : 18/03/2014
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dosya içeriği ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, Dairemizin 17.06.2013 tarihli, karar sayılı ilamıyla, özetle, "...Somut olayda, davacı hafta tatillerinde çalıştığını iddia ederek hafta tatili ücret alacağını talep etmiş ise de çalıştığı sürede hafta tatilinde çalışma yapıldığının inandırıcı delillerle ispatlanması gerekir. Dosyada mevcut tek davacı tanığının beyanına göre davacının hafta tatilinde çalışması olduğu yeterli ve inandırıcı deliller ile kanıtlanmamıştır. Belirtilen nedenlerle davacı işçinin hafta tatili çalışma alacağı talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bu husus bozmayı gerektirmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılamada, 20.12.2011 tarihli duruşmada ara kararın 4, 5 ve 6. maddelerinde delillerini bildirmeleri için taraf vekillerine ayrı ayrı ikişer haftalık kesin süre verildiği, belirtilen süre içerisinde bildirilen delillerin toplandığı, davacı tanığının dinlendiği, davacı asile yemin eda ettirildiği, sonradan yeniden delil toplanmasının mümkün olmadığı, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 254., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 255. maddesinde konulan kanuni karinede tanıkların doğru söylemesinin asıl olduğunun belirtildiği, arkadaşlık, akrabalık, aynı işyerinde çalışmışlık, davasının bulunması ve benzeri gibi olguların bu kanuni karineyi değiştirmeyeceği, kanuni karinenin aksinin işveren ispatlanmadığı, öte yandan işçilerin işyerine girip çıkma saatleri ve çalışma saatlerini düzenlemenin işverenin görevlerinden olduğu, işverenin imza attırmak veya kart basma ya da parmak basma şeklinde işçilerin çalışma saatlerini net ve tartışmaya yer bırakmayacak şekilde düzenleyebileceği, işverenin bu düzenlemeleri yapmadığı takdirde bunun sorumluluğunun işçiye yüklenemeyeceği, ayrıca çalışma yani iş görme borcunun bir yapma borcu olduğu, 6100 sayılı Kanun"un öngördüğü her çeşit delil ile ispatlanabileceği, bu sebeple tanık anlatımlarını değersiz sayılamayacağı gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"na 6352 sayılı Kanunu"nun 40. maddesiyle eklenen geçici 2. maddesi uyarınca Dairemizin, direnme kararını öncelikle inceleme yetki ve görevi olduğu anlaşılmakla yapılan inceleme sonucunda, her ne kadar mahkeme kararı yazılı gerekçeyle Dairemizin 17.06.2013 tarihli kararıyla bozulmuş ise de, dosya içeriğine göre işin niteliği ve davacı tanığının beyanının aksine dair işverence belge sunulmadığı gibi tanıkta dinletilmediği dikkate alındığında, mahkemenin direnme gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmakla, direnme kararının bozma gerekçesine göre uygun bulunmasıyla, Dairemizin 17.06.2013 tarihli, karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırarak; dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan kanuni ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.